| BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir
|
| | BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir :: Mustafa Kemal ATATÜRK :: Hakkında | |
| Falih Rıfkı Atay’dan Çankaya anıları: (DÖRDÜNCÜ BÖLÜM) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Kayıt tarihi : 01/01/70 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: Falih Rıfkı Atay’dan Çankaya anıları: (DÖRDÜNCÜ BÖLÜM) Salı Tem. 06, 2010 6:15 am | |
| Falih Rıfkı Atay’dan çankaya anıları:
ÇÖKME
Yıkılış (DÖRDÜNCÜ BÖLÜM) Yat Kulüpte iki parola vardı: Harbe devam ve zafer. Zaferden en küçük şüphe imansızlıkla damgalanmak için yeterdi. Bir merkez-i umumî üyesi vardı ki kardeşi az zamanda harp zenginleri arasına geçmişti. Kendisi ise Yat Kulübün bahçesinde fikir adamlarına bir iman korkuluğu gibi görünürdü. Çok dürüst kalmıştı da! Mutfak ihtiyaçlarını merkez-i umumî devletinin vermekte olduğu bu devirde fikri uğruna yiyecek kuponlarını tehlikeye koyabilecek pek az kahraman çıkmış olması tabiî değil midir? - Zenginler bir gün işe yarar, düşüncesi de vardı. Sanki bütün bu zenginler paralarını İttihat - ve - Terakki hesabına biriktirmekte idiler. Sonraları bana aynı kulübün bahçesinde, sağ elinin parmaklariyle sol elinin avcunu göstererek: - İki milyon lirayı elimde gördüm, diyen Selânikli Karasu, İngiliz donanması İstanbul'a girdikten hemen sonra İtalyan uyrukluğuna geçmişti. İttihatçı nazırlardan birinin korurluğu ile yüz binler kazanan bir iş adamı, mütareke zamanı çocuklarının İsviçre'ye gidebilmesi için bilet parası vermenizi rica etmektedir, dediğimde: - Nerede bende para? Kendim nasıl geçineceğimi düşünüyorum, diye yazıhanesinin kapısını yüzüme kapamıştı. Talât Paşa da Berlin'den yazdığı bir mektupta, pek az bir borç yüzünden anasının kira evinden atılmamasına yardım etmiyenlerden, acı acı şikâyet eder. Himayelerinde milyonerler yetişen bu İttihatçı şefleri namuslu idiler. Talât Paşa Nişantaşı'ndaki sadrazamlık konağına taşınmamış, ''Sonra çıkması güç olur!'' demişti. Levazım Reisi İsmail Hakkı Paşa'nın yolladığı hususî beyaz ekmeği geri yollayarak: ''Biz herkesle beraber fırından nafakamızı alıyoruz!'' demişti. Bu çamur gibi, ne idüğü belirsiz bir hamur parçası idi. Yat Kulübün bahçesinde yalnız Ziya Gökalp ile açık konuşabilirdik. O ise saplı fikirlerinin kapalı havası içinde idi. 1918 Eylülünde son buluşmalar hayli hüzünlü olmuştur. Donanmadan ve cepheden gelen haberler iyi değildi. 1914'te bize: - Ya batacağız, ya çıkacağız! demiş olanlar, 1919'daki fikirleri ne olduğunu söylemek için artık bizimle karşılaşmak fırsatını bulamıyacaklardı. Eylülün 27 nci günkü İstanbul gazetelerinin birinci sayfalarında üç sütun üzerine Veliefendi at yarışlarının haberleri ve resimleri vardı. "Akşam''ın başlıca yazısı rahmetli Ömer Seyfeddin'in edebiyatta tenkidin faydası üzerine bir konuşmasıdır. Ertesi gün, birdenbire, Bulgar Başvekili Malinof'un İtilâf devletlerine barış teklif etmiş olduğu ve Bulgar ordusunun dağılmağa başladığı havadisleri İstanbul gazetelerinin yosunlu su durgunluğu üzerinden çığlıklı bir dalga gibi geçti. Halk efkârının altı üstüne geldi. Gerçi Alman komutanı Makenzen'in Bulgaristan kargaşalığını yatıştırmak üzere Makedonya cephesine gittiği yazılmışsa da, artık kimseyi Alman mucizesine inandırmak imkânı yoktu. Son umut, iki taraf da harpten usanarak uzlaşmalı bir barışa varmak umudu iflâs etmişti. Almanya henüz teslim olmadığı için, acaba biz de bir tekli barış teklif etsek cezamızı hafifletebilir miyiz, İngilizleri bir defa daha Osmanlı Devletini kurtarmak fikrine yatırabilir miyiz gibi avutucu hayallere kapılıyorduk. Yat Kulüpte merkez-i umumî masasında bulunanlardan bir arkadaş nihayet bu fikri ortaya atmak cesaretini gösterir. Daha cümlesini tamamlamadan rahmetli Doktor Nazım: - Türkler kancık değildirler, sonuna kadar Almanlarla beraber... diye kesip atar. Ama Mareşal Alenbi'nin yaklaştığı Halep İstanbul'a uzaksa da Franchet d'Esperey orduları Türk Trakyasına yaklaşmak üzere idi. Vagonları üstünde ''Enverland'' yazılı Balkanzuğ trenleri artık Berlin istasyonundan kalkmıyordu. Yat Kulübü Rumlar teslim almağa hazırlanmakta idiler. Gelecek yaz, kulübün kapıları Türklere kapanacaktı. İçeride Yunan zaferleri şerefine yapılan şenlikleri görüp kahrolmamak için arka sokağından bile geçmiyecektik. Bulgar orduları çözüldükten sonra, İstanbul üzerine yürüyen General Franchet d'Esperey ordularını hangi kuvvetle durduracaktık? Sonradan duyduğumuza göre General Franchet d'Esperey'nin fikri hiç durmadan İstanbul'a yürümek ve Osmanlı Devletini, olduğu gibi sarayı ile Bab-ı âli'si ile, varı yoğu ile teslim almakmış. Hatta dünkü müttefikimiz Bulgarlar, kendileri mümkün olduğu kadar az ziyanla kurtulmak için, ordularını bize karşı kullanmak üzere Franchet d'Esperey'nin emrine vermeyi teklif etmişler, general reddetmiş. | |
| | | | Falih Rıfkı Atay’dan Çankaya anıları: (DÖRDÜNCÜ BÖLÜM) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir :: Mustafa Kemal ATATÜRK :: Hakkında | |
|
| BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir :: Mustafa Kemal ATATÜRK :: Hakkında | |
|
|
| |
|