battlefield badl company 2 tanıtımı!!!!!

battlefield badl company 2 tanıtımı!!!!!

Bir Call of Duty çılgınlığıdır gidiyor. 2003 yılının Ekim ayında ABD’de başlayan bu çılgınlık, günümüzde Modern Warfare 2 İle devam etmekte ve oyunun dünya çapında çok büyük bir hayran kitlesi oluşmuş durumda. Durum Öylesine bir hal aldı ki Call of Duty ile ilgili olarak söyleyeceğiniz tek bir olumsuz şey, sizin oyundan anlamadığınız sonucunun çıkarılmasına bile sebep olabilir. Serinin son oyunu Modern Warfare 2 İse bu durumu biraz törpülemiş görünüyor. Bunun nedeniyse yapımcıların aldığı radikal kararlar (Dedicated sunucu ve LAN desteğinin oyunda yer almaması.) ve oyunun multiplayer modunda yaşanan hile vakaları. Özellikle son dönemde doruğa çıkan hile problemi, Infinity Ward’a karşı bir tepki oluşmasına neden oldu. Yine de tüm bu olumsuzluklara rağmen. Bu arada isterseniz oyun indirebilirsiniz. Call of Duty serisinin hem kendi türünde, hem de genel olarak zirvede olduğu bir gerçek. An itibariyle Steam üzerinden en çok oynanan oyunun Modern Warfare 2 olması da bu konudaki en net verilerden biri,
Tam bu noktada durun! Böylesine güçlü bir rüzgara karşı durmak, karşı koymak, hatta karşı koşmak istemez miydiniz? Üstelik sizinle birlikte koşması muhtemel milyonlarca oyuncuyla birlikte. O halde siz de bana ve bu milyonlarca oyuncuya katılın, Battlefield serisinin son oyunu olan Bad Company 2‘yi gözünüzü kırpmadan satın alın ve gerçekçi bir savaş atmosferinin nasıl olması gerektiğine kendiniz şahit olun.

Saf Değiştir

Battlefield, geçmişi itibariyle Call of Duty serisinden daha eski bir seri ve temel olarak multiplayer yapıda. İlk olarak 2002 yılındaki Battlefield 1942 ile İkinci Dünya Savaşı temasını konu alan seri, biz oyuncuları 2004 yılında Vietnam’a, 2005 yılında 21-Yüzyıl’a. 2006 yılında 2142 yılma götürmüştü. Geçtiğimiz yaz aylarında ücretsiz bir versiyonuyla (Battlefield Heroes) daha fazla oyuncuya ulaşan seri, konsol sahiplerini de aynı dönemde Battlefield 1943 ile selamladı. Bad Company 2‘nin devamını oluşturduğu Bad Company İse 2008 yılında sadece PlayStation 3 ve Xbox 360 platformları için piyasaya sürülmüştü ve bu durumdan hiç de memnun kalmamıştım. Siz oyun indiredurun. Neyse ki EA DICE ekibi ve karar verme organları da bunun bir hata olduğunu fark etti ve Bad Company 2‘yi PC için de geliştirdi. Özgeçmişlerden sıkıldınız mı? Peki…

İkinci Dünya Savaşı

Aslında Bad Company 2, İçeriğinde tamamen günümüz teknolojisine yer veren bir yapım olarak tasarlandı ve bu sayede tarihten, özellikle de İkinci Dünya Savaşandan bunalanlar için müthiş bir detaydı bu. Ne var ki bu oyunda da bir şekilde geçmişe, İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna yaklaşılan bir döneme gidiyoruz.
Oyunun ilk bölümü, adete efsaneleşen bir olayı birebir olarak yaşamamıza imkan veriyor. 1944 yılının sonbaharına, Japonya’ya gidiyoruz. Henüz atom bombaları Japonya’yı yerle bir etmemiştir ve savaş son süratiyle devam etmektedir.Tam da bu sırada ABD, Japonya’ya küçük bir komando birliği yollar ve belki de savaşın sonucunu belirleyebilecek bilgilere sahip bir Japon bilim adamını ele geçirmek ister 6 Ekim’de, saat 06:00′da başlayan Aurora Operasyonu çok çabuk bir şekilde, sadece 20 dakikada sona erer. Operasyonun nasıl sonuçlandığıysa hiçbir şekilde kamuoyuna açıklanmaz, gizli tutulur, belgeler derhal yok edilir ama ben öğrendim! Merak ediyor musunuz? O halde…

Geleceğe Dönüş

İkinci bölümden itibaren yeniden günümüze, daha doğrusu yakın bir geleceğe dönüş yapıyoruz. Bad Company 2, ilk oyundaki dört karakteri yine bünyesinde barındırıyor ve bizde bu dörtlünün müthiş diyaloguna tanık olarak yol almaya başlıyoruz. Oyunun ilk bölümü de dahil olmak üzere fark edilen ilk şeyse atmosfer oluyor. Bad Company 2‘de oyuncuyu büyük bir baskı altına alan birçok detay mevcut Öncelikle düşmanların sayısı, yayılışı ve hamleleri bizi bir hayli zorluyor. Gerçi bunun belirlenebilen bir seviyesi var ve bölümlere başlarken Easy, Medium ve Hard seçeneklerinden birini seçebiliyoruz. Ortalama bir FPS oyuncusu olarak Medium’u seçtiğinizde dahi düşmanların üzerinizde yarattıkları baskıyı anında hissedeceksiniz. Üstelik Bad Company 2‘de, ilk Destruction motorunun bir üst seviyesi Destruction 2.0 motoru sayesinde işimiz çok daha zor. Geliştirilen “yıkını motoru” sayesinde gözünüzle görebildiğiniz her şey parçalanabiliyor, yıkılabiliyor ve biranda açıkta kalabiliyorsunuz. Bu söylediklerimin sadece tahta ve benzeri yapılar için geçerli olduğunu mu düşünüyorsunuz? Hayır. Önünüzdeki bir taş blok, içine girdiğiniz bir bina ve hatta iki katlı bir yapı bile yıkılabilir olduğu için, “Sırtımı şuraya vereyim de iki dakika nefesleneyim”zihniyeti etkisiz hale geliyor. Yani nedir? Bad Company 2‘nin en Önemli silahlarından biri, Destruction 2.0′ın oyuna getirdiği dinamik yapı ve bu yapının atmosfere katkısı. Devam edelim.
Bad Company 2‘de kendinizi ciddi anlamda bir savaşın İçinde hissediyorsunuz. Çatışmalar o kadar yoğun ve zorlu olabiliyor ki hemen yanı başınızdan geçen bir kurşununu yarattığı sesten tedirgin oluyorsunuz. Sadece bir kurşun da değil, bir roketin yanınızdan hızla geçtiğini ve sizi sıyırdığını hayal edin. İnanılmaz bir ses, panik, korku… Bir de yoğun ve kalabalık bir çatışmaya girdiyseniz, her anınız dolu dolu ve korku İçinde geçecek. Üstelik sadece düşmanın değil, sizin de bu duruma katkınız büyük. Oyundaki silahlar o kadar detaylı ve gerçekçi ki düşmanın üzerine durmaksızın kurşun yağdırmak, yapılabilecek en büyük ve ölümcül hata olarak kayıtlara geçiyor Silahların gerçekçiliği, ses ve tepme konusunda tavan yapmış durumda. Ateş etmenin, düşmanı vurmanın ve bir yapıyı yerle bir etmenin hissiyatı o kadar güçlü ki zaman zaman kendinizi frenlemeniz bile gerekebiliyor Bu paragraftan çıkarılacak sonuç da şu: Oyundaki silahlar ve silahların yaşattığı hissiyat, Bad Company 2‘nin bir diğer önemli silahı.
Multiplayer çıkışlı bir oyun için şu ana kadar senaryo üzerine çok fazla konuştuğumu fark etmişsinizdir Bunun nedeniyse EA DICE çalışanlarının ciddi anlamda bu moda yüklenmesi. İlk oyuna göre kapalı alanların da nispeten fazla olduğu ikinci oyun, senaryo modu açısından iyi bir iş ortaya koyuyor ve bu da multiplayer modlarına girmeden önce oyuna fazlasıyla ısınmanızı sağlıyor. Üstelik ilk oyunun sadece konsollar için piyasaya sürüldüğünü göz önüne alırsak, PC sahiplerinin buna ihtiyacı var. Tam da bu noktada savaşın diğer tarafına, yani multiplayer moduna geçiyorum artık.

Savaş Başlasın

Tamam, senaryo modu çok iyi olmuş ama Bad Company 2‘nin tadı multiplayer’dan geçiyor Bad Company 2‘nin multiplayer yapısı, bağımlılık yapmaktan öte, oyuncuyu kendine hapsediyor. Eğlenceli modlar, dev haritalar, araçlar, tecrübe sistemi, rütbeler, açılabilir silahlar, eklentiler, özel ayrıntılar, rozetler (Pin), nişanlar (Insignia),.. Bad Company 2‘nin senaryo moduna hiç dokunmadan bile saatlerinizi, günlerinizi, haftalarınızı, hatta aylarınızı bu oyunun başında geçirebilirsiniz. İlk olarak P53 betası, sonra PC betası ve son olarak da Xbox 360 demosu ile deneme şansı bulduğum Bad Company 2‘nin multiplayer modu, tam sürümde de beni benden aldı.
Beta ve demo versiyonları vesilesiyle sadece Rush modu-nu oynama şansım olmuştu ve sadece bu mod bile yeterli olabilirdi aslında, Rush modunda saldıran ve savunan olmak üzere iki takım bulunuyor. Saldıran taraf, haritadaki kasaları havaya uçurup düşmanın üstüne üstüne gitmeye çalışıyor. Savunan tarafsa -tahmin edileceği üzere- bu kasaları korumak için elinden geleni yapıyor Bu modda istediğiniz tarafı ve sınıfı seçmekte, ayrıca bir Squad’a dahil olmak ya da tek tabanca olarak dolaşmak konusunda özgürsünüz. Squad Rush ise oyundaki dört ayrı sınıftan birer tanesini seçerek oluşturulan dörtlü iki grubun mücadelesi şeklinde geçiyor Squad Deathmatch.yinedörderli iki takım arasında geçiyor ve bu kez kazananı kasalar değil, kili sayısı belirliyor Klasik Conquest modu da Bad Company 2‘nin menüsünde yer alıyor Battlefield’ın özünü temsil eden Conquest, iki tarafın karşı tarafı sıfırlamaya çalıştığı bir mücadele. Hardcore adı verilen mod ise oyunu ayrı bir boyuta taşıyor. Killcam’in olmadığını, takım arkadaşlarınızı varabildiğinizi, HUD’ın kapalı olduğunu ve hasar derecesinin arttığını bir düşünün. İşte Hardcore ve maksimum düzeyde gerçekçi multiplayer maçlar! Öldürmek zor ama hayatta kalmak da zor. Düşman nereden gelecek, nasıl gelecek, kaç kişi gelecek, hepsi bir muamma. Üstelik kurşun sesini duymadan yere düşmek. Ölmek…
Multiplayer modunda dört farklı sınıf ve bu sınıfların altında oluşturulabilecek sayısız kit yer alıyor. İsterseniz Assault olup ön saflarda yer alın, isterseniz Engineer olup patlayıcılarla haşır neşir olun, isterseniz Recon olup sniper ile soteye yatın, isterseniz de Medic olup etrafa sağlık paketleri yağdırın. Maçlar boyunca hangi sınıfı seçerseniz, aldığınız tecrübe puanları da o kategoriye yazılıyor ama dört sınıf dışında, araç kullanırken de puan alabiliyorsunuz ve bu puanlarda araç hanenize yazılıyor. Böylece beş ayrı kanaldan level atlıyor ve kilitli içeriğe ulaşıyorsunuz. Tecrübe puanları ise birike birike size rütbe atlatıyor ve bu da sizin bir şekilde saygı görmenize ya da oyuncuların size sığınmasına vesile oluyor. İşte tüm bunlarda Bad Company 2‘nin üçüncü önemli silahı oluyor.