| BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir
|
| | BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir :: İslam ve İnsan Bölümleri :: Peygamberlerin, Evliyaların, Sahabelerin hayatları | |
| Silsile-i Aliyye Altin halka Huseyin Hilmi ISIK Efendi (rahmetullahi aleyh) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
ßeчazKiη Süper Moderatör
Mesaj Sayısı : 869 Cinsiyet : Nerden : Silivri Kayıt tarihi : 27/06/10 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: Silsile-i Aliyye Altin halka Huseyin Hilmi ISIK Efendi (rahmetullahi aleyh) Perş. Tem. 08, 2010 7:26 pm | |
| Son devir İslam âlimi, evliya ve fen adamı. Müsteâr ismi “Sıddîk Gümüş”tür. Bazı kitablarında bu ismi kullanmıştır. Din bilgilerinde derin alim ve tasavvuf marifetlerinde kamil ve mükemmil olan kerâmetler, harikalar sahibi, Seyyid Abdülhakim efendinin yetiştirdiği selahiyyetli bir din adamıdır. 1929 dan 1943 senesine kadar o büyük zatdan ders almış Arabi ve Farisi tercümeler yaparak gençliğe hizmet için çalışmıştır. Hüseyin Hilmi Işık efendi, maddî ve mânevî, dünyevî ve uhrevî ve bilhassa fen, tıp ve eczacılık ilimlerinde zamanın ileri gelenlerinden olduğu için, gerçek bir âlim idi. Her sözü ilme, fenne ve tecrübeye dayanan ve bu bilgilerini ve tecrübelerini dinin temel ve asıl miyarları ile karşılaştırıp, tartarak, söylediğinden, hikmet konuşan, yâni her sözünde dünyevi veya uhrevî faydalar bulunan, belki eşi bir daha çok zor bulunabilecek olan bir zât idi. Binüçyüzyirmidokuz [1329] hicrî yılına rastlıyan bindokuzyüzonbir [1911] senesinde Mart ayının sekizinci günü, güzel bir behâr sabâhı, İstanbulda, Eyyüb sultânda, Servi mahallesi, Vezîrtekke sokağı, Şifâ yokuşunda [1] numaralı evde tevellüd etdi. Babası Saîd efendi ve dedesi İbrâhîm pehlivan, Plevnenin Lofca kasabası, Tepova köyünden, annesi Âişe hanım ve annesinin babası Hüseyin ağa da, Lofca kasabasından idiler. Sâid efendi, doksanüç [hicrî 1295] Rus harbinde muhâcir olarak İstanbula gelmiş, Vezirtekkesinde yerleşip evlenmişdi. Harb ve Muhâcirlik sıkıntıları sebebi ile, hiçbir mektebe gidememiş, belediyyede kantar me'mûru olmuş, kırk seneden fazla bu vazîfeyi yapmışdı. İstanbulun büyük câmilerinde, meşhûr hocaların derslerine aralıksız devâm ederek din bilgilerinde çok derinleşmişdi. Vazîfesi îcâbı matematiğin dört işlemini zihn ile yapmakda o kadar mâhir olmuşdu ki, görenler şaşardı. Vezîr Tekkeyi Safranbolulu Muhammed İzzet pâşa, 1210 [m. 1795] de sadr-ı a’zam olunca, Nakşibendî meşâyıhı için yapdırdı. Hüseyin Hilmi Efendi beş yaşında, Eyyüb Câmii ile Bostan iskelesi arasındaki Mihri Şâh Sultân ilk mektebine başladı. Burada Kur’ânı kerîm’i hatmetti. 1924 senesinde aynı yerdeki Reşadiye Numune Mektebi'ni birincilikle bitirdi. O sene, Konya’dan İstanbul’a getirilmiş olan, Halıcıoğlu Askerî Lisesi giriş imtihânlarını pekiyi derece ile kazandığı gibi ikinci sınıfa da birincilikle geçti. Her sene takdîrler alarak 1929’da askerî liseyi birincilikle bitirdi ve askerî tıbbiyye mektebine seçildi. Derslerindeki çalışkanlığı ve üstün istidadı hocalarının dikkatini çekiyordu. Lisede iken geometri hocası, her dersi verince Hüseyin Hilmi Efendiye tekrâr ettirirdi. Arkadaşları, “Sen anlatınca dahâ iyi anlıyoruz” derlerdi. Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye kitabının önsözünde buyuruyor ki: "İlk tahsîlimi, baba yerim olan İstanbulda, Eyyûb sultânda, Reşâdiyye nümûne mektebinde yapdım. Evimden ve ilk mektebden din terbiyesi, din bilgisi aldım. Halıcıoğlu Askerî lisesi Orta ve Lise kısmında okurken, mekteblerden Kur'ân-ı kerîm ve din dersleri kaldırıldı. Allahü teâlânın, sevgili Peygamberimizin ve islâm âlimlerinin ismleri söylenmez oldu. Hiçbir hocamız din bilgisi vermiyordu. Onları yüksek, olgun tanıyor, çok saygılı olmak istiyordum. Fekat, mukaddesâtıma saldıranları görünce, hayâl kırıklığına uğradım. Îmân ile küfr arasında bocaladım. Küçük aklımla düşünerek, müslimânlık olarak öğrendiğim bütün bilgilerimi inceliyordum. Hepsinin fâideli, iyi, kıymetli olduğunu görüyor, bunları fedâ edemiyordum. Altı sene, bu iki te'sîr altında sarsıldım. Birkaç sene önce, berâber oruc tutduğumuz, nemâz kıldığımız arkadaşlarım, öğretmenlerin ve gazetelerin iftirâlarına aldanarak, ibâdetden vazgeçdiler. Yalnız kalmak, beni dahâ da üzdü. Acabâ haksızmıyım, yanlış yoldamıyım diyordum. (m. 1929) senesinde, lise son sınıfda, onsekiz yaşında idim. Kadr gecesi, mektebde yatmışdık. Uyuyamadım. Şaşkın olarak, yatağımdan fırladım. Düşüncelerimde, îmânda yalnız kalmışdım. Sıkılıyordum, bunalıyordum. Bağçeye çıkdım. Gökyüzü yıldızlarla dolu idi. Eyyûb sultânın, ya'nî Hâlid bin Zeydin türbesine karşı, Halîcin ışıklı dalgaları, sanki bana, üzülme, sen haklısın diyorlardı. Hıçkırarak ağladım. (Yâ Rabbî! Sana inanıyorum. Seni ve Peygamberlerini seviyorum. İslâm bilgilerini öğrenmek istiyorum. Beni, din düşmanlarına aldanmakdan koru!) diye yalvardım. Allahü teâlâ, bu ma'sûm ve hâlis düâmı kabûl buyurdu. Kerâmetler, hârikalar hazînesi, ilm deryâsı Abdülhakîm efendi hazretleri, önce rü'yâda, sonra câmi'de karşıma çıkdı. Beni, cezb etdi. Eczâcı mektebinde talebe iken, Bâyezîd câmi'i şerîfinde va'zlarına, sonra evine gitdim. Bana acıdı. Sarf, nahv, mantık, fıkh öğretdi. Çok kitâb okutdu. Fransızca Maten gazetesine de abone etdirdi. Arabî ve fârisî öğretdi. (Emâlî kasîdesi)ni, (Hâlid-i Bağdâdî dîvânı)nın bir kısmını ezberletdi. Sohbetleri o kadar tatlı, o kadar fâideli idi ki, çok def'a, sabâhdan gece yarısına kadar yanından ayrılmazdım. Şimdi, o sohbetleri hâtırladığım ânlar, hayâtımın en zevkli dakîkaları olmakdadır. | |
| | | | Silsile-i Aliyye Altin halka Huseyin Hilmi ISIK Efendi (rahmetullahi aleyh) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir :: İslam ve İnsan Bölümleri :: Peygamberlerin, Evliyaların, Sahabelerin hayatları | |
|
| BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir :: İslam ve İnsan Bölümleri :: Peygamberlerin, Evliyaların, Sahabelerin hayatları | |
|
|
| |
|