| BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir
|
| | BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir :: İslam ve İnsan Bölümleri :: Peygamberlerin, Evliyaların, Sahabelerin hayatları | |
| Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
ßeчazKiη Süper Moderatör
Mesaj Sayısı : 869 Cinsiyet : Nerden : Silivri Kayıt tarihi : 27/06/10 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun Perş. Tem. 08, 2010 7:29 pm | |
| DEĞERİNİ HAYVANLAR ANLADI BİZ ANLAYAMADIK EFENDİM... Bir kadir akşamı günü idi.Bu değerli geceyi en iyi nerede değerlendirebiliriz düşüncesi ile yola çıktık.Yolumuz Çarşamba'daki Yavuz Selim camii'ne düştü.Öğrendikki Efendi Hazretleri bu gece Yavuz Selim Camiin'de vaaz edecek. Gönül bahçemizde güller açacağını hissederek camiye girdik.'Aman Ya Rabbi' bir izdiham,bir kalabalık,muhteşem bir tablo!Arkadaşlarla bir kenara oturduk.Sohbet başlamadan bizi bir feyiz,rahmet dalgası kaplamıştı.Derken bir dalgalanma oldu.Dalgalnmadan Efendi Hazretlerinin camiye girdiğini anladık. O'nun gelişi ile heycan kat kat artmıştı.Vaaz edeceği kürsünün önüne geldiğinde,sanki kürsü dile gelmiş onu davet ediyordu.Caminin içini manevi bir hava kaplamıştı. Camideki kalabalık bir an olsun gözünü ondan ayırmıyordu.Her türlü zulüm,haksızlık ve zorbalıkla kirlenen dünyada gerçek bir peygamber varisi görmek ne büyük bir nimetti.Beklediğimiz an gelmiş, mübarek zat sohbetine başlamıştı.Hamd ve besmeleden ve ardından ayetleri ve hadisleri okuduktan sonra şöyle buyurdu: ''Cemaati müslimin! Şu an aramız da Allah dostları bulunmaktadır.Belki biz onların kim olduğunu bilemeyiz;ama şunu biliniz ki,ya sağınız da, yada solunuzda ALLAH'ın dostları var ve bu sohbette hazır ve nazırdırlar.Lakin Mevlamız onları bizden gizliyor.'' Efendi Hazretleri bunları anlatırken kürsünün önünde bir hareketlenme oldu.Kürsüye çıkmak için dayanan merdiven tekrar dayandı.O da ne merdivende takım elbiseli, kravatlı bir adam çıkmadı mı?Efendi Hazretleri ise sohbeti kesmşti.Cemaatin şaşkınlık içindeki bakışları altında bu adam konuşmaya başladı; Ey cemaati müslimiin.Beni bir kaç dakika dinleyin.Ben eski......bakanıyım.Az önce Efendi Hazretleri aramızda Allah'ın dostlarının olduğunu söyledi.Sizlere bir olayı anlatıcam sonrada sizden dua isteyeceğim. Ben bir tarihte Efendi Hazretleri ile bir umre fırsatını bulmuştum.Allah nasib etti,çok güzel bir umre yaptık.dönüş zamanı geldi çattı.İstanbul Yeşilköy havaalanına indiğimizde sabahın erken saatleri idi.Uçaktan iner inmez Efendi Hazretleri'ne bir teklifte bulunmak geldi içimden:''Efendi hazretleri bu sabah kahvaltıyı bizim evde yapalım, bir yorgunluk kahvesinden sonra sizi bırakırım''.dedim.Sağ olsun Efendi Hazretleri bizi kırmadı ve teklifimi kabul etti.Birlikte bizim eve doğru yola çıktık.Mevsim yaz olduğu için yazlık evime gidiyorduk.Bir yandan yol alırken,bir yandanda ,aklıma evimin önünde bulunan ve son derece saldırgan olan köpeğim geldi.Zira bu köpek sıradan bir köpek değildi.Özel eğitim almış yabancı insana tahammülü olmayan bir köpekti.Yabancıyı gördümü hemen saldırıyordu.Sonuç olarak iri,kıyım bir köpek bizi bekliyordu.Bunları düşünerek yol alırken,Efendi Hazretleri'ni rahatsız edecek diye endişeleniyordum. ''Efendi hazretlerini rahatsız eder mi? Huysuzluğu ve havlaması...'' Ben bu düşünceler ile meşgul olurken, Efendi Hazretleri'ne konuyu açamadım.Bu düşünceler içinde eve geldik.Kapıyı açtılar, içeri girdik.Her an bir hareket bekliyordum;ama yazlığın içine girene kadar beklediğim hareket olmadı. Eve gelmiş kahvaltımızı yapmıştık.Efendi Hazretleri kahvaltıdan sonra işrak namazını kıldı.Namazı bitirir bitirmez bana döndü:''Senin şu köpeği merak ettim, haydi bir görelim.''dedi.Efendi Hazretlerinin bu talebi beni son derece şaşırtmıştı.Çünkü ben ona köpeğimden bahsetmemiştim.Ben telaşlı bir vaziyette:'' -Aman Efendi Hazretleri, o sizi rahatsız eder. -Yok yok hiçbir şey olmaz, haydi bir görelim. Israrı karşısında bir şey diyemedim.''Peki buyrun bahçeye çıkalım''diyerek Efendi Hazretleri ile birlikte bahçeye çıktıkKulubeye doğru ilerlerken, tedirginlğimi üzerimden atamamıştım.Her an kulubeden sıçramasını bekliyordum. Efendi Hazretleri'ne dikkatli olmasını, köpeğin her aan kulubeden çıkacağını söyledim.Ha havladı, havlayacak derken, kulubenin önüne gelmiştik.Ben şaşkındım;çünkü normalde şimdiye kadar çoktan bizi fark edip ortaya çıkması lazımdı.AMA ODA NE!Köpek, kulubesinde sessizce duruyordu.Birden başını dışarı çıkardı.Efendi Hazretleri'ne bakmaya başladı.Tepeden tırnağa süzdü.Daha sonra başını iki ayağının arasına indirerek, yerde sürüne, sürüne bize geldi.Ben dehşetle olayı izliyordum.Şaşkın ve heyecan içindeydim, zira ortada çok garip bir hadise vardı.Köpeğim Efendi Hzaretlerinin önüne kadar geldi.Efendi Hazretleri'ne sevgiyle baktığını inaanın hissettim.Köpeğim başını yana yatırdı.Efendi ye bakarken Vallahi ağlıyordu,gözlerinden süzülen yaşları bir görmeli idiniz.Efendi Hazretleri köpeğime tebessüm edip başıyla selam verdi.Bu ne muazzam bir manzara idi.Tüylerim diken diken olmuştu.Köpeğimin bir zarar vermesinden korkarken o, Efendi Hazretlerinin önünde saygıyla eğilmiş ağlıyordu.Efendi Hazretleri bana; -Hadi gidelim... Bir rüyadan uyanmıştım.Son derece hırçın olan köpeğimin bu derece sessiz ve sakin olması beni şaşırtmıştı.Ayrılırken köpeği elimle dürttüm.Dürtmemle bu sefer bana havlaması bir oldu.Sanki düşündüklerimi anlamış ve''sen ne yapmaya çalışıyorsun''der gibiydi. Eve dönerken Efendi Hazretleri bana şöyle buyurdu; -''Gördün mü?Köpek sahibine mahçup olmamak için, benim gibi birine havlamadı''' Aman ALLAH'ım ne büyük bir tevazu...... Bunları anlatan zat,anlatmasını bitirmiş,yüzünü cemaatten,kürsüde oturan Efendi Hazretlerine döndü ve yüksek bir ses tonuyla adeta haykırdı '''EFENDİ HAZRETLERİ..SİZLERİN KIYMETİNİ, DEĞERİNİ HAYVANLAR BİLE ANLADI BİZLER ANLAYAMADIK''' -------------------------------------------------------------------------------------------------------
BİR SEN ANLADIN! Efendi Hazretlerimiz İsmailağa'ya ilk imam olduğu zaman kapı kapı dolaşıyor.Çevredeki her evin kapısını tıklayan Efendi Hazretleri,''Ben bu caminin yeni imamıyım, bir sıkıntı ve ihtiyacınız olursa benim kapım her zaman açık.Sizi namaz da camimizde görmek bizi mutlu eder.'' diyerek insanları namaza ve camiye çağırıyor.İnsanlarımız güzel muameleye güzel karşılık verirler.İnsanların yapısında da bu vardır. ''Allah razı olsun, ne demek hocam, inşallah hocam'' diyorlar.Herkesin aynı olması, herkesten aynı muameleyi beklemek de yanlış tabii.bB öyle bir iş yapan her türlü hakarete hazırlıklı olması lazım. Efendi Hazretlerimizin kapısına tıkladığı bir evden de et ve kemik yığını olarak tabir edilen iman ve akıldan nasibi olmayan dev gibi boylu poslu, iri yarı bir adam çıkıyor.Efendi Hazretleri aynı şeyleri ona da söylüyor.Adam Efendi Hazretlerine şöyle yukardan alaycı bir şekilde bakıyor ve ''Şuna bak, sen bir hiçsin ya!'' diyor.Efendi Hazretlerimiz adamın bu terbiyesiz tavrına ''Hiç olduğumu bir sen anladın'' diyerek çok manalı bir cevap veriyor.Bu cevaptan sonra adamın surat şeklini görmek isterdik doğrusu... -------------------------------------------------------------------------------------------------------
İMTİHAN Efendi Hazretleri'nin kayınçosu Muhammed hoca devamlı yanında bulunduğundan çok dikkat etmesi gerekiyor.Çünkü evliya, yanındakileri her zaman imtihan eder.Muhammed Hoca;''Tabakta üzüm var, Efendi Hazretleri bazen bir tane üzüm istiyor.Bende bir tane alıyorum ve getiriyorum.Eğer üç tane veya daha fazla alsam söz dinlememiş olurum'' diyor. -------------------------------------------------------------------------------------------------------
ÇİVİ GİBİ DUR Efendi Hazretleri geçtiğimiz yıllarda yine Çavuşbaşın'da dinlenmede iken hatme hace yapılıyor.Hatme haceden sonra İshak Hoca aşrı şerif okuyor.Aşrı şerif okurken hafif sallanan İshak hoca'yı Efendi Hazretleri'miz omuzundan tutuyor ve ''Bende bir keresinde aşrı şerif okurken Üstadım Ali Haydar Efendi beni omuzumdan tutarak 'Böyle çivi gibi ol' buyurdu.Sende öyle ol'' buyurmuş. -------------------------------------------------------------------------------------------------------
SÜNNET İLE GELEN HİDAYET O zamanlar cemaat bu günkü gibi kalabalık değil.Cami kısmı ya doluyor, ya dolmuyor...İslamı bildiği kadar yaşamaya çalışan, siyah fötür şapkası ile ticaret yapan bir iş adamının yolu Fatih Çarşam'dan geçince İsmailağa'ya uğramaya karar veriyor.İsmailağa'ya girer girmez çok tabii olarak kendisini başka bir dünyada buluyor.En ön safa kadar ilerleyip oturuyor.Efendi Hazretleri ise o sırada sohbet ediyor.Efendi Hazretleri bir kitabı, rafa koyması için bu iş adamına vermek istiyor.Adam elini uzatınca Efendi Hazretleri kitabı geri çekiyor.Bu iki üç kere tekrarlanınca yanındakiler adama ''Sağ elini uzat'' diyorlar.Sağ elini uzatınca Efendi Hazretleri kitabı veriyor.Efendi Hazretleri bu hareketinin sebebini de kürsüden açıklıyor.Rasulullah Efendimizin sünnetinde; işlerin sağ el ile yapılması, almanın vermenin, yemek yemenin sağ el ile yapılması gerektiğini sol elin taharet eli olduğunu ve bunlara dair hadisi şerifleri anlatıyor. Bu zat, sohbet bitiminde Mevla'nın kalbine verdiği hidayet nuru ile aydınlanıyor.Kendi anlatımı ile:''Böyle bir edep ve sünnet aşkı daha ne olabilir ki...O gün sohbet çıkışı İsmailağa'nın altında bulunan terziye indim, cübbe ve şalvar aldım.Eve gittiğimde hanım ve çocuklarda beni böyle görünce sen madem böyle giyindin bizde çarşaf giyeriz dediler ve Elhamdülillah giydiler, o günden bu güne böyleyiz işte'' diyor.İsmini burada vermeyi uyugn görmediğimiz bu zat şimdi büyük bir hocamızdır ve sohbetleri ile insanları bu yola çağırıyor. -------------------------------------------------------------------------------------------------------
YALAN Efendi Hazretlerimiz'e sormuşlar:''Efendi Hazretleri siz hiç yalan söylediniz mi?.'' Efendi Hazretlerimizin verdiği cevap ''Bana hiç saatin kaç olduğunu soran olmadı!'' Yani şu dikkate bakarmısınız!!!... Aman Ya Rabbi! Ne kadar ince düşünüyor.Saat sorulduğunda verilen cevabın yanlış olmasını bile yalan sayıyor Efendi Hazretlerimiz.Hani birisi saati sorsa ''saat kaç?'' diye.Eğer saat ekrep ve yelkovenlı ise saate bakarsın ve pek dikkat etmeden 9 un üzerindeyse 8 dersin.Bu bile yanlış oluyor ve Efendi Hazretlerimiz bunu yalandan kabul ediyorlar.... -------------------------------------------------------------------------------------------------------
ABDESTSİZ OLMAMAK Abdestli bulunmak ve yatmak hakkında bir çok hadisi şerif vardır.Efendi Hazretlerimiz'de abdestli bulunmaya çok önem veriyorlar.Odalarında ve uzun yola çıktıklarında yanlarında bir tuğla bulunduruyorlar. Neden? Abdestleri bozulduğu vakit abdest mahalline varıncaya kadar ayaklarının yere abdestsiz basmasından korkuyorlar.O tuğla ile teyemmüm alarak o anlık bu ihtiyaçlarını gidermiş oluyorlar. Efendi Hazretlerimiz hastalandığı zaman uyuyor ve uyanıyor.Uyuyor ve uyanıyor.Ancak uyandığı zaman (bizim gibi kıvrılıp daha bir iştahla uyumaya çalışmıyor) abdest almak için sıcak yatağından kalkıyor.Yani uyuyarak bozulan abdestini alıyor ve abdestli uyumuş oluyor.Bu hal yani uyanmak kaç kere olursa olsun, bıkmadan ve usanmadan kalkıyor abdest alıyorlar.... | |
| | | | Efendi Hazretleri'nin bilinmeyen yönleri ve hikayeleri. Mutlaka okuyun | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir :: İslam ve İnsan Bölümleri :: Peygamberlerin, Evliyaların, Sahabelerin hayatları | |
|
| BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir :: İslam ve İnsan Bölümleri :: Peygamberlerin, Evliyaların, Sahabelerin hayatları | |
|
|
| |
|