| BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir
|
| | BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir :: Genel Bilgiler :: Canlılar Dünyası | |
| Yılanlar ve Yılan Türleri | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Kayıt tarihi : 01/01/70 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: Geri: Yılanlar ve Yılan Türleri Salı Nis. 20, 2010 11:43 am | |
| Kara Yılan Yılanların Özellikleri: Yılanlar Sürüngenler sınıfının, Suquamata (Pullu Sürüngenler) takımından, Ophidia alttakımına bağlı hayvanlardır Kertenkeleler ise Suquamata takımına bağlı olmakla birlikte, Lacertilia alt takımı olarak yılanlardan ayrılmaktadır Yılan ve kertenlelelerde dişler çeneye yapışıktır, yani çukurlar içinde değildir Kafada bulunan quadrat kemiği, kertenkelelerin çoğunda yılanların hepsinde oynaktır Vücut silindir şeklinde uzunca biçimlidir, bacaklar bulunmaz ancak bazı ilkel yılanlarda anüs yarığının her iki tarafında mahmuz biçiminde arka ayak kalıntıları bulunmaktadır Kulaklar körleşmiştir, dış kulak, kulak zarı ve orta kulan bulunmaz ancak, iç kulak vardır, dolayısıyla yılanlar duyamazlar ancak yerdeki titreşimleri hissedebilirler Yılanların göz kapağı yoktur, gözün ön kısmında gözü tamamen örten saydam bir tabaka vardır, bu sebepten, gözü sürekli açık görünür Dil uzunca yapılı ve ucu çatallıdır, yılanın ağzı kapalıyken bile dilini, dudakların ön kısmındaki bir yarıktan dışarıya çıkartılabilir Yılanları çoğunda sol akciğer bulunmaz (Boidae familyası hariç onlarda da dol akciğer daha kısadır) bununla birlikte sağ akciğer kuyruğa ulaşacak kadar uzundur ve son kısmı hava kesesi biçimindedir, bu depolanan hava özellikle avını yutarken havasız kalmaması için gereklidir Yılanlarda mide, karaciğer, böbrek de uzun yapılıdır Böbrek, testis gibi organlar aynı hizada değildirler Yılanlarda sidik torbası bulunmamaktadır Hem yılanların hem de kertenkelelerin erkeklerinde, iki çiftleşme organı bulunur (Hemipenis) kloak yarığı eninedir Yılanlar ile Kerenkeleler Arasındaki Farklar: Bir çoğumuz böyle bir soru karşısında, "Yılanların ayakları yoktur, oysa kertenkelelerin vardır" diyecektir Bu pek de doğru bir saptama değildir çünkü hiç ayağı olmayan yılan biçiminde kertenkeleler olduğu gibi, hala arka ayak kalıntıları bulunan yılanlar da vardır örneğin ülkemizde hiç bacağı olmayan ve yılandan oldukça zor ayırdedilebilen, dört tür kertenkele yaşaktadır Anguis fragilis, Ophisaurus apodus, Ophiomorus punctatissimus ve Blanus strauchi uzman olmayan kişilerin yılan sanabileceği kertenkelelerimizdendir ülkemizde maalesef bu zararsız hatta faydalı hayvanlar çoğu zaman yılan zannedilmekte ve insafsızca öldürülmektedir Yılanlar ve Yılan Türleri Anguidae Familyasından ayaksız kertenkelelere örnek Yılanları Kertenkelelerden ayıran 3 önemli özellik vardır:
- Ketenkelelerin kulak delikleri vardır, oysa yılanlar da bu yoktur
- Ketenkelelerin
açılıp kapanabilen göz kapakları vardır, (Gekkonidae familyası, Ophisops, Ablepharus türleri hariç) yılanlarda ise gözü acılıp kapanmayan sabit bir şeffaf plak örter
- Kertenkelelerin
alt çenelerinin iki yan parçası (Mandibula) ön tarafta birbiriyle kaynaşmıştır, oysa yılanlarda bu iki kemik, elastik bir parça ile tutturulmuştur
Yılanların Boyu ve yaşam süreleri: Genel olarak yılanların boyu, 10 cm ile 10 m arasında değişir Daha uzun boyda olanlarının da mevcut olduğu iddia edilsede bu bilimsel olarak doğru değildir Dünyadaki en uzun boylu yılanlara örnek olarak Anakonda’yı verebliriz (Bilimsel adı: Eunectes murinus) yaklaşık10 metre, en küçük yılan ise Madagaskarda yaşayan Typhlops reuteri dir ve boyu 10 cm kadardır Türkiye’deki yılanların buyu ise en fazla 2 m - 23 m dir Yılanlar, hayvanat bahçelerinde iyi bakılırlarsa 20-30 yıl arası yaşayabilirler, ancak doğal ortamlarında bu yaşı dolduramadan ya avlanırlar, yada öldürülürler Yılanların Duyu organları: Daha öncede söylediğimiz gibi yılanlar, sağırdırlar ancak yerdeki titreşimleri hissedebilirler bununla beraber, görme duyguları güçlüdür, özellikle hareketli cisimleri çabuk algılarlar Hem yakın hem uzağı görebilmeye uygun yapıları varsa da, daha çok yakını görmeye alışkındırlar Koku alma duyuları da çok gelişmiştir, burun boşluğundaki koku epitelinden başka, iki organ daha vardır, ağız tavanında bulunan bu iki delikli organın adı Jacopson organıdır, yılan dili ile topladığı koku moleküllerini dilini içeriye çektiği zaman bu organa deydirir ve kokuyu algılar Crotalidae familyasına mahsus yılanların gözle burun deliği arasında bir çukurluk vardır bu çukurların içi duyusal doku ile kaplıdır ısıya duyarlı bu organı yılan bir termal kamera gibi kullanır ve uzaktaki bir hayvanın ısısını algılayabilir, bazı yılanlarda bu organ o kadar hassastır ki bir santigrat derecenin yüzde birini bile ayırt edebilir Yılanlarda Gömlek Değiştirme: Sağlıklı bir yılan yılda en az 2 veya daha sık gömlek değiştirir, değiştirme zamanı gelince deri matlaşır, gözleri örten şeffaf tabaka matlaşır, iki hafta sürebilecek olan bu işlem sırasında yılan faaliyetini kesip bir yere gizlenir Deri değiştirdikten sonra hayvan tekrar parlak renkli olur Yılan gömleği elastik olduğundan çektikçe uzar bu bakımdan yılanın boyu hakkında herhangi bir fikir vermez Yılanlarda Üreme: Genellikle yumurtlamak suretiyle üreyen yılanların bazıları canlı doğurur (Engerekler) Türüne göre yılanlar 8-50 arası yumurta bırakabilirler, Engerekler ise 3-12 arası yavru dünyaya getirirler Kuluçka devri 2-3 ay sürer bu yılanın türüne ve ortamın sıcaklığına göre değişmektedir Yavrular 2 yaşına geldiklerinde cinsel olgunluğa erişirler, daha soğuk bölgelerde ise bu 4-5 sene alır Engerek gibi canlı doğuran yılanlarda yumurtalar ovidukt’lar içinde gelişir, yavru ince ve saydam bir zarfla örtülü doğar Zar hemen doğuştan sonra yırtılır, bazen de doğumdan önce yırtılmış olur, böyle canlı doğuranlara ovovivipar yılanlar denir Viperidae (Engerekler), Boidae, Crotalidae Familyalarından yılanlar ovovivipar dır Yılanlarda Zehir: Yılan zehrindeki tok unsurları fizyolojik etkileri bakımından iki gurup altında toplayabiliriz Birinci Grup:Nörotoksin (Neurotoxin) Bunlar sinir sistemi ve iskelet kaslarına giden sinir uçlarında bozukluklar meydana getirir Bu bozukluklar özellikle beyindeki solunum merkezi ile soluk alıp vermede rol oynayan kaslarda (Bilhassa diyafram) belirgin olarak görülür Nörotoksinlerin etkisi fazla olduğu durumlarda solunum tamamen durabilir İkinci Grup:Hemolytik (Kan parçalayıcı) toksinlerdir Diğer bir ismi ise Hemapathogen (Kan hastalığı yapan) dir Bunlar dolaşım sisteminde bozukluk meydana getirir ve çeşitleri oldukça fazladır Örneğin: Kırmızı kan hücrelerini tahrip eden hemolysinler Kan damarlarının çeperindeki endothelial hücrelerini tahrip edip, kanın damardan dışarıya sızmasına neden olan hemorrhagin’ler Damarlarda kanın pıhtılaşmasına neden olan thrombase (=thrombin) Akyuvar ve zehirle temasa geçen diğer doku hücrelerini bozan Cytolysin’ler Kanın pıhtılaşmasına mani olan anticoagulin (=antifibrin) ler gibi Türkiye’deki zehirli yılanlar bu ikinci gruba dahildir ancak zehirleri sağlıklı bir insan için, ölümcül bir etki yapacak güçte değildir Yılanların insanlarla ilişkileri ve faydaları: Maalesef insanlarda yılanlara karşı korkunç bir nefret ve ön yargı vardır Masallar, efsaneler, deyimler hep yılan düşmanlığı üzerine kuruludur Oysa bilinenin aksine yılanlar insanlar için son derece faydalı hayvanlardır Tarımda, bağ, bahçe ve tarlalarda bulunan köstebek, tarla faresi gibi zararlı kemirgenleri yiyerek beslendiğinden, tarıma faydası dokunmakta ve bir çok biliçli ziraatçi tarafından yılanlar korunmaktadır Bir farenin bir defada 10 yavru doğurduğunu ve yavruların bir aylık olunca doğurabilecek olgunluğa geldiğini düşünürsek, bir fare ve onun neslinden yılda yaklaşık 15000 fare üreyecektir ve her gün bir fare yiyen yılanın faydası daha iyi anlaşılacaktır Tarlalarındaki yılanları öldüren veya ticari maksatlarla yurtdışına satan kişiler, büyük zararlara uğramış tarlaları fareler tarafından telef edilmiştir Yurtdışında bir çok yerde fare ve diğer kemirgenlerle mücadele etmek için yılanlar kullanılmaktadır Özellikle Türkiye’deki yılanlar söylenenlerin aksine uysal hayvanlardır ve insanlardan kaçarlar, üzerlerine basmadıkça (ki ayakkabısı olan ve uzun pantolon giymiş birine dişlerini batıramaz) veya bir köşeye kıstırıp rahatsız etmedikçe insanları ısırmazlar Bu bakımdan onları öldürmek yerine üzerlerine basmamaya dikkat göstermek daha insani bir hareket olacaktır Yılanlar ve Yılan Türleri | |
| | |
Kayıt tarihi : 01/01/70 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: Geri: Yılanlar ve Yılan Türleri Salı Nis. 20, 2010 11:44 am | |
| | |
| | |
Kayıt tarihi : 01/01/70 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: Geri: Yılanlar ve Yılan Türleri Salı Nis. 20, 2010 11:44 am | |
| Bazı yılan türlerinin doğum yaptıklarını duydum Acaba bu doğru mu? Hangi yılan türleri bu şekilde doğuruyor? Gerçek bir plasentanın, yani hamilelik esnasında anne ile bebek arasında madde alışverişini mümkün kılan bir yapının varlığının söz konusu olduğu üreme tipi, "vivipari" olarak biliniyor Genellikle memelilere özgü olarak geçen vivipari, çiftyaşamlılarda (amfibilerde) ve sürüngenlerde (reptillerde) de rastlanan bir üreme şekli Ancak şunu önemle belirtmek gerekir ki, yavrularını canlı olarak dünyaya getiren tüm yılanlar vivipar değildir Ovovivipari adını verdiğimiz bir diğer üreme tipinde de yavrular yine canlı olarak dünyaya getirilir Ancak burada söz konusu olan "doğum", insanlarda görülen doğum ile eşdeğer tutulmamalı Ovovivipari, yine yumurtlamaya dayanan, ancak yumurtanın olgunlaşıncaya kadar annenin vücudunun içinde kaldığı ve yine vücut içinde açıldığı bir üreme tipi Yani ovoviviparide bir plasenta oluşumu söz konusu değil ve meydana gelen doğum da "yalancı doğum" Bazı yılan türlerinde ise bir plasenta oluşumu ve gerçek doğum söz konusu Yavrularını bu şekilde doğuran türleri içeren familyalar (aileler) ise şöyle: Uropeltidae, Boidae, Viperidae, Elapidiae ve Colubridae Bu familyalardan ilk ikisine ait olan tüm yılan türleri vivipar iken, son üçüne ait türlerin sadece bir kısmı vivipar | |
| | |
Kayıt tarihi : 01/01/70 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: Geri: Yılanlar ve Yılan Türleri Salı Nis. 20, 2010 11:44 am | |
| Yılanlar ve Yılan Türleri, Kör Yılan Genel Özellikleri: Solucana çok benzerler Gözleri körelmiş olduğundan "kör yılan" denmekte Sırt bölgesinin rengi genel olarak, sarımsı kahverengi, pembemsi kahverengi olur toprak altlarında bulunduklarından saydamsı bir görünüşü var Karın bölgesiyse sarımsı Oldukça hızlı hareket edebilirler Kuyruklarının ucunda insan için zararlı olmayan küçük bir diken bulunur Genel olarak böcek larvaları, solucanlar ve karıncalarla beslenirler Üremeleri iyi bilinmemekle birlikte, dişilerin bir defada 4-8 kadar yumurta bıraktıkları düşünülüyor Ortalama boyları 25 cm (en fazla 35 cm) kadar olur Habitat: Yumuşak toprakların içinde, taş altlarında bulunurlar Nemli yerleri daha çok tercih ederler Yüksekliği 1500 metreye kadar olan yerlerde bulunabilirler Türkiye'deki Dağılım: Doğu Anadolu bölgesi dışında olan bölgelerin hepsinde habitatın uygun olduğu yerlerde dağılım gösterirler Typhlops vermicularis: (Zehirsiz) Typhlops vermicularis MERREM, 1820 (Kör Yılan) Biçimsel Özellikler: İnce vücutlu solucana benzeyen bir yılandır İlk bakışta, baş ve kuyruk kısmının birbirinden ayrılması zordur Ağız başın altında at nalı biçimindedir Hayvanın kuyruk uzunluğu, vücudunun çapı ile hemen hemen aynıdır (Yaklaşık 1 cm) Kuyruğun ucunda ufak bir diken bulunur Gözler körelmiş olup, plak altındadır ve ancak siyah nokta halinde belli olurlar Burun delikleri yanlardadır Rostral plak baş genişliğinin yaklaşık 1/3'ü kadar, bazen de daha azdır Bu plak başın üstünde yaklaşık takriben göz hizasına kadar uzanmaktadır Nasal plak kısmen bölünmüştür ve bu plağı ikiye bölen çizgi, 2 Supralabiale�den başlar Praeoculare mevcuttur İkinci ve 3 Supralabiale ile tenasta olan bu plak yaklaşık olarak ocular plak genişliğindedir Başın üstündeki pullar birbirlerine eşit büyüklükte olmalarına rağmen ön sıradakiler biraz daha büyükçedir Supralabialia sayısı 4 dür Sırt ve karın pulları cycloid şekilde ve benzer yapıda dizilmiştir Gövde etrafındaki pul sayısı 21-24 adettir (Kuyrukta ise 12), her bir pulun arka uç kısmında koyu renkli bir lekecik bulunur Vücut uzunluğu 25 cm civarındadır ancak nadir olarak 35 cm olabilir Hayvanın enine çapı ise 1 cm kadar olabilir Sırt taraf pembemsi kahverengi veya sarımsı kahverengidir, karın tarafı ise sarımsıdır (Fotograf: Mehmet Kösemen) Biyolojik-Ekolojik Özellikler: Nemli toprak içi ve taş altlarında yaşarlar Buralarda tünelcikler açarak böcek ve küçük solucanları avlarlar, ayrıca karınca yuvalarının yakınında da görülürler Hareketleri çabukçadır, ele alındığında parmağa dolanarak sıkmaya çalışır ve kuyruk ucundaki dikeni batırmaya çalışır Üremeleri hakkında fazlaca bilgi yoktur ancak ovipardır dişi uçları sivrive olan 4-8 kadar yumurta bırakır, yumurtaların boyu 12-125 mm civarındadır Çiftleşme haziran ayında olur erkek kloakını dişininkine sıkıca temas ettirir ve arka kısmını dişisine 3-4 kere dolar Toprak altında gizli bir hayat sürdüğü için, terraryumda beslenmesi güç bir yılandır Fakat alışınca bir pens ile küçük bir solucan parçası, karınca veya böcek larvası ile beslenebilir Deniz seviyesinden 1500-1600 metre yüksekliğe kadar olan yüksekliklerde yaşayabilir, Türkiye'nin hemen her yerinde ve Kıbrıs'ta bulunur Türkiye'de Ege, Marmara, Akdeniz, Güney Doğu Anadolu ve Orta Anadolu'da yaşar Kuzeyde Trabzon, Amasya, en doğuda ise Mardin'de bulunur Yurtdışında, Afganistan, İran, Kafkasya, Suriye, Rodos, Yunanistan, Güney Bulgaristan, Arnavutluk ve Güney Yugoslavya'da bulunur Kör Yılan, Typhlops vermicularis Merrem Yılanlar ve Yılan Türleri Resimleri, Kör Yılan
| |
| | |
Kayıt tarihi : 01/01/70 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: Geri: Yılanlar ve Yılan Türleri Salı Nis. 20, 2010 11:45 am | |
| 47 Numara: Barani, Amanos Yılanı Hatay'ın Dörtyol ilçesi yakınlarında 'Rhynchocalamus' cinsine ait yeni bir yılan türü keşfedildi Adnan Menderes Üniversitesi'nden Prof Dr Kurtuluş Olgun ve çalışma arkadaşları, TÜBİTAK'ın desteklediği, "Eirenis' cinsi yılanların Türkiye'deki dağılımının araştırıldığı projede biri dişi ve biri erkek olan iki yılanı 2006 yılının mayıs ayında topladı Laboratuvar çalışmaları sırasında bunların yeni bir tür olduğu anlaşıldı Bu yılan eirenis cinsinden diş sayısının azlığı ve sistematikte önemli olan frontal plağının geniş ve kısa olmasıyla ayrılıyor Türkiye ve dünya için yeni olan bu yılana Dokuz Eylül Üniversitesi'nden emekli olan Prof Dr İbrahim Baran'ın adı verildi; 'Rhynchocalamus barani' Türün Türkçe ismi ise Amanos Dağları'nda bulunduğu için 'Amanos yılanı' olarak belirlendi Rhynchocalamus barani 30 santimetre boyunda ve zehirsiz bir tür Bu yeni keşifle Türkiye'de daha önce 46 olan yılan türü sayısı 47'ye çıktı Amanos yılanıyla ilgili bilimsel makale "Zootaxa" dergisinde yayımlandı Türk Yılanı 'Barani' Adnan Menderes Üniversitesi'nden (ADÜ) bir ekip, Hatay'ın Dörtyol ilçesi yakınlarında Türkiye'de ve dünyada yeni bir yılan türünü keşfetti Yeni türe Dokuz Eylül Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nden geçen hafta emekli olan Prof Dr İbrahim Baran'ın adı verildi Yılanın bilimsel adı 'Rhynchocalamus Barani' oldu Yeni türe Dokuz Eylül Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nden geçen hafta emekli olan Prof Dr İbrahim Baran'ın adı verildi KURTULUS OLGUN Adnan Menderes Üniversitesinden (ADÜ) bir ekip, Hatay'ın Dörtyol ilçesi yakınlarında TÜBİTAK tarafından desteklenen proje kapsamında yaptıkları arazi çalışmaları sırasında yeni bir yılan türü keşfetti ADÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof Dr Kurtuluş Olgun ve çalışmaarkadaşları, TÜBİTAK tarafından desteklenen, "Eirenis" cinsi yılanların Türkiye'deki dağılımının araştırıldığı 2006 yılındaki arazi çalışmaları sırasında, Hatay'ın Dörtyol ilçesi yakınlarında incelemelerde bulunduBu bölgede aynı türden iki yılan yakalayan ekip üyeleri, laboratuvar ortamında yaptıkları incelemeler sonucu, bu yılanların bilimsel olarak tespit edilmiş yılan türlerinden farklı olduğunu keşfetti Türkiye'de ve dünyada yeni bir yılan türünü keşfetmenin mutluluğunu yaşayan Prof Dr Olgun, ilk kez Türkler tarafından bir sürüngen türü keşfedildiğini belirtti Daha önce Türkiye'de yaşayan kurbağa, kertenkele, kaplumbağa ve yılan türlerinin ya sadece yabancı araştırıcılar ya da Türk ve yabancı araştırmacıların ortak çalışması sonucu keşfedildiğini anlatan Prof Dr Olgun, şunları söyledi: "ADÜ Zooloji Müzesinde yaptığımız ayrıntılı incelemeler sonucunda yakaladığımız iki yılanın ağzındaki diş sayısının az olduğunu (6/8 tane), baş plaklarından birinin geniş ve kısa olduğunu tespit ederek bu türün araştırma yaptığımız 'Eirenis' cinsinden farklılık gösterdiğini belirledikYaptığımız araştırmalar sonucu söz konusu yılanların 'Rhynchocalamus' cinsine ait yeni bir tür olduğunu ve dünyada 'R Arabicus' ve 'R Melanocephalus' olmak üzere iki yakın akrabasının bulunduğunu tespit ettik" Buldukları yeni türde vücudun sırt tarafında 17, karın bölgesinde 163-173 arasında pul bulunurken diğer iki yakın akraba türde bu sayıların sırasıyla 15 ve 180-240 arasında değiştiğini anlatan Prof Dr Olgun, ayrıca başın üstü ile baş altındaki renk ve desen farklılığının, yeni türde oldukça değişiklik gösterdiğini anlattı YENİ TÜRE PROF DR İBRAHİM BARAN'IN ADI VERİLDİ Prof Dr Olgun, yakalanan yılanların Türkiye'de yeni bir tür olduğunu, dolayısıyla sadece Türkiye'de yaşadığının ortaya çıktığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:"Türkiye ve dünya için yeni olan bu yılana kurbağa ve sürüngen bilimine uzun süredir emek veren, Dokuz Eylül Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nden geçen hafta emekli olan Prof Dr İbrahim Baran'ın adını verdik Böylece yılanın bilimsel adı 'Rhynchocalamus Barani' oldu İnsanlara zararı olmayan zehirsiz bu yılan türüne ait iki örnek, ADÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Müzesinde daha sonraki araştırmalara ışık tutması için koruma altına alındı30 santimetre uzunluğundaki bu yılanın ilk kez Türk araştırmacılar olarak benimle birlikte Araştırma Görevlisi Aziz Avcı, Dr Çetin Ilgaz, Dr Nazan Üzüm ve doktora öğrencisi Can Yılmaz tarafından bulunması ayrı bir anlam ifade ediyor" TÜRK EKİBİN BAŞARISI, DÜNYAYA DUYURULDU Rhynchocalamus Barani'ye ait bilgileri içeren makalenin 29 Ocak 2007 tarihinde uluslararası bilimsel çalışmaların yer aldığı "Zootaxa" dergisinde yayımlanmasıyla Türk ekibin başarısının dünyaya duyurulduğunu anlatan Prof Dr Olgun, Rhynchocalamus Barani'nin yeni bir yılan türü olarak kabul edildiğini vurguladı Prof Dr Olgun, bu türün, Türkiye'de yaşadığı tahmin edilen 46 yılan türüne 47 tür olarak eklendiğini de kaydederek "Türk araştırmacılara gerekli desteğin verilmesi durumunda yapılabileceklerin bundan daha fazla olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim Bu çalışma bunun iyi bir kanıtı oldu TÜBİTAK'a bir kez daha teşekkür ederim" dedi | |
| | |
Kayıt tarihi : 01/01/70 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: Geri: Yılanlar ve Yılan Türleri Salı Nis. 20, 2010 11:45 am | |
| 3100 yılan türünün en küçüğü Ortalama 10 santimetre uzunluğunda ve bir spagetti kadar hafif olan dünyanın en küçük yılanı bulundu Karayipler'deki Barbados adasında ormanlık alandaki bir kayanın altında bulunan yılanın dişilerinin yalnızca tek, yekpare bir yumurta yumurtladığı ve yavruların, yetişkinlerin vücut ağırlığının yarısı kadar doğduğu bildirildi Buluşun ayrıntıları, Zootaxa dergisinde yayımlanırken, "Leptotyphlops carlae" adı verilen yılanın, şu ana kadar bilinen 3100 yılan türünün en küçüğü olduğu, ABD'deki Penn State Üniversitesi'nde görevli biyolog Blair Hedges tarafından keşfedildiği belirtildi Blair Hedges, kayayı kaldırıp altına baktığında gördüğü karşısında heyecanlandığını belirterek, daha sonra aynı yılandan başka bir tane bulmak için çevrede yüzlerce kayayı kaldırdıklarını, eşiyle birlikte yaptıkları araştırma sonucunda sadece iki dişi yılan bulduklarını söyledi Hedges, yılanın ak karıncaları yiyerek beslendiğini ve Barbados adasın | |
| | |
Kayıt tarihi : 01/01/70 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: Geri: Yılanlar ve Yılan Türleri Salı Nis. 20, 2010 11:45 am | |
| Ülkemizde bulunan 40 tür yılandan sadece 10 türü zehirli, 2 türü yarı zehirli, 28 türü ise zehirsizdir Yarı zehirli tabir ettiğimiz yılanlar Colubridae familyasından: -Malpolon monspessulanus (Çukurbaşlı Yılan) Max boyu: 180cm - 2 Metre -Telescopus fallax (Kedi Gözlü Yılan) Max boyu: 70-80cm türleridir Her iki yılanında zehir dişleri ağızın gerisinde bulunduğu için, vücudun parmak gibi ince uzun kısımları, yılanın ağzına girmediği sürece insanlar için tehlikesiz, ancak küçük kertenkele ve fareler için ölümcüldür Diğer 10 Zehirli yılan'ın 9'u Viperidae (Engerekgiller) Familyasına ait olup, diğeri Elepidae familyasındandır zehirleri sağlıklı bir insan için ölümcül olmasa bile (Acilen doktora gidilmelidir), oldukça can yakıcıdır Bunlar: -Vipera ammodytes (Boynuzlu Engerek) Maksimum boyu 90cm - 1 Metre -Vipera barani (Baran Engereği) Max Boyu: 55cm -Vipera kaznakovi (Kafkas Engereği) Max Boyu: 60 -70cm -Vipera lebetina (Koca Engerek) Max Boyu: 124cm -Vipera pontica (Çoruh Engereği) Türkiye`nin kuzey doğusunda, Artvin, Kars, Erzurum ve Çoruh nehri yakınlarında bulunmaktadır Nesli tükenmekte olan türler arasında yer alır ve koruma altındadır Genellikle yükseklerde ve dağlık kayalık alanlarda varlıklarını sürdürmeye çalışırlar Herhangi bir fotoğrafina rastlayamadığımız için ekleyemiyoruz Max Boyu: 50cm'dir -Vipera raddei (Ağrı Engereği) | |
| | |
Kayıt tarihi : 01/01/70 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: Geri: Yılanlar ve Yılan Türleri Salı Nis. 20, 2010 11:45 am | |
| Vipera ursinii (Küçük Engerek) Max Boyu: 50-60cm -Vipera wagneri (Vagner Engereği) Max Boyu 50-90cm -Vipera xanthina (Şeritli Engerek) Max Boyu: 80cm, nadiren 1m -Walterinnesia aegyptia (Çöl Kobrası) Max Boyu 180cm türleridir Bunların içinde büyüklük ve zehir keselerinin büyüklüğü bakımından en tehlikeli olabilecek türler: Vipera lebetina (Koca Engerek) Max Boyu: 124cm Vipera xanthina (Şeritli Engerek) Max Boyu: 80cm, nadiren 1m türleridir Ancak ne zehirli yılanlar ne de zehirsiz olanlar, üzerlerine basılmadıkça, köşeye kıstırılıp rahatsız edilmedikçe insanları ısırmazlar tersine kaçarlar Bu yılanlar tarlalardaki kemirgenleri yediklerinden faydalıdırlar ve kesinlikle korunmalıdırlar Türkiye’deki Zehirli Yılanlar ile Zehirsiz Yılanların birbirinden ayrılması Türkiye’de yaklaşık 40 tür yılan yaşamaktadır ve bu 40 tür yılan 6 familya altında toplanmaktadır Bu familyalara göre türlerin dağılımı: Typhlopidae : 1 Leptotyphlopidae : 1 Boidae : 1 Coluberidae : 27 Viperidae : 9 Elapidae : 1 Bu Familyalar içinde zehirli olanlar Viperidae ve Elapidae familyasına mensup olan yılanlardır, ayrıca yine fare gibi küçük hayvanlar için tehlikeli olacak yarı zehirli tür de Coluberidae familyasında vardır, diğer familyadaki yılanlar ise zehirlidir Demek ki Türkiye’deki yılanların zehirli olup olmadığını anlamak için bu 5 familyayı birbirinden ayırt edebilmek gerekmektedir Bunun için öncelikle genel olarak sürüngenlerin tanımlanmasında kullanılan bir iki terim üzerinde duralım Bilindiği gibi sürüngenlerin vücutlarının büyük bir bölümü pul (squama) ve plak (scutum) halinde eksoiskelet parçalarıyla örtülüdür Pul ve plağı çoğu zaman ayırt etmek mümkün olmasa da; Pul diye genelde küçük parçalara, ekseriyetle ön tarafı sabit, arka tarafı serbest ve bu şekilde birbirini kiremit tarzında örten bünyelere denir Plaklar ise genellikle daha büyük ve çoğunlukla çok köşeli ve birbirlerine yan yana bulunan parçalardır İşte pul veya plakların sayıları, sıralanış biçimleri ve birbirleriyle olan ilişkileri (yani pholidosis durumu) sürüngen tanımında özellikle rol oynar Typhlopidae (Zehirsiz) Leptotyphlopidae(Zehirsiz) Boidae (Zehirsiz) Coluberidae (Sadece 2 Tür Yarı Zehirli,diğer 25 türü Zehirsiz) Viperidae (Hepsi Zehirli) Elapidae (Hepsi Zehirli) __________________ | |
| | | | Yılanlar ve Yılan Türleri | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir :: Genel Bilgiler :: Canlılar Dünyası | |
|
| BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir :: Genel Bilgiler :: Canlılar Dünyası | |
|
|
| |
|