| BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir
|
| | BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir :: Mustafa Kemal ATATÜRK :: Hakkında | |
| ******'ten Hikayeler | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Kayıt tarihi : 01/01/70 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: ******'ten Hikayeler C.tesi Tem. 10, 2010 8:11 pm | |
| 1000 liralık çek ******, ünlü güresci Kurtdereli'ye ödül olarak 1000 liralik bir is Bankasi ceki veriyor. Altini Kemal ****** diye imzaliyor, zaten ceklerde resmi de var. Pehlivan ceki is Bankasi' na götürüyor; kendisine 1000 lirayi ödüyorlar. Muazzam bir para.
Ama Kurtdereli hala bekliyor. "Ne bekliyorsun pehlivan?" diye sorduklarinda ceki bekledigini söylüyor. "Parayi aldin, cek bizde kalacak" diyorlar. "O zaman alin 1000 liranizi, verin cekimi" diyor. "Onda ******'ümün imzasi var." Ve parayi iade edip ****** imzali ceki sevgiyle cebine yerlestirerek gidiyor.
Gelin de bu gercek hikayeyi duyduktan sonra "Ne günlere kaldik ey Gazi!" diye hayiflanmayin... | |
| | |
Kayıt tarihi : 01/01/70 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: Geri: ******'ten Hikayeler C.tesi Tem. 10, 2010 8:12 pm | |
| ATATÜRK Ve Trikopis
Büyük Taarruz esnasında Gazi’nin yanında bulunan arkadaşları, Yunan Kuvvetleri Komutanı General Trikopis’in Başkomutan Çadırı’na nasıl getirildiğini şöyle anlattılar: Trikopis, diğer esir kolordu ve tümen komutanları ile birlikte Gazi’nin huzuruna çıkarıldıkları zaman, hepsi çok heyecanlı ve bitkin halde imişler. Gazi, bunları oturtmuş, kendilerini teselli için bu gibi yenilgilerin tarihte örnekleri olduğunu, sevk ve idareyi eksiksiz yapmış iseler vicdanen rahat olabileceklerini söylediği zaman, Trikopis: -Askeri görevimi tamamen yaptığıma eminim. Fakat asıl görevimi maalesef yapamadım, diye intihar edemediğini anlatmak isterken, Gazi: -O size ait bir düşüncedir, diye sözünü kesmiş ve harita üzerinde: -Şurada bir tümeniniz vardı. Niçin onu şuraya almadınız. Filan yerdeki kuvvetlerinizi falan yere sürseydiniz daha iyi olmaz mıydı? Gibi bazı eleştiriler yapmış, Trikopis: -Ben öyle hareket etmek için emir verdim. Fakat (yanındaki Kolordu Komutanı’nı göstererek) bu yapamadı, demiş. Bu görüşmeler olurken esir komutan yavaşça yanında bulunan subaylarımızdan birine: -Bizim ile konuşan bu general kimdir? diye sormuş, subay: -Başkomutan Mustafa Kemal, deyince adam hayrete düşmüş: -Şimdi anladım biz niçin mağlup olduk! Bizim Başkomutan İzmir’de vapurda oturuyordu, diyerek derdini dökmüş | |
| | |
Kayıt tarihi : 01/01/70 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: Geri: ******'ten Hikayeler C.tesi Tem. 10, 2010 8:13 pm | |
| Ata ya Hakaret eden Köylü ******’e hakaretten sanık bir köylü hakkında soruşturma yapılıyordu. Durumu Ata’ya bildirdiler. -Mahkemeye veriyoruz, dediler, size küfür etmiş. ****** sordu: -Ben ne yapmışım ona? Soruşturma evrakını inceleyenler açıkladılar: -Gazete kağıdı ile sardığı sigarayı yakarken kağıt tutuşmuş da ondan. Bunu söyleyen o zamanın bakanlarından biridir. Bakana şu soruyu yöneltmiş: -Siz hiç gazete kağıdı ile sigara içtiniz mi? -Hayır... -Ben Trablus’ta iken içmiştim. Pek berbat şeydir. Köylü gene bana az küfretmiş. Siz bunun için mahkemeye vereceğiniz yerde, ona insan gibi sigara içmeyi sağlayınız. | |
| | |
Kayıt tarihi : 01/01/70 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: Geri: ******'ten Hikayeler C.tesi Tem. 10, 2010 8:13 pm | |
| ****** ve kadin! Ankara'da yakici bir yaz günü idi ****** beraberinde arkadaslari ve yaverleri oldugu halde Kizilcahamam'a giderken Kazan köyü yakinlarinda durmus ve otomobilinden inmisti. Köyün kadini, genci, yaslisi, ihtiyari köylerin içinden geçen, sosede duran bu yabanci konuklari görünce hep kosustular. Kimi su seyirtti, kimi ayran , bunlardan biri, gügümünden aktardigi soguk ayrani ata'ya uzatti: - bir soguk ayran içermisiniz,dedi. Bu çorak iklimin kavurdugu yüzünde bronzlasmis Türk kadinin en bariz ifadelerini tasiyan, bir türk anasi idi. Bögrüne sikistirdigi kundagi biraz daha bastirdiktan sonra, sag elindeki ayran bardagini uzatti, bekledi. Ata'si, ayrani kana kana içmis ve biran durakladiktan sonra ona : - senin kocan kim ? Diye sormustu Köylü kadini,yüzü tunçlasmis, elleri nasirli bir Türk anasi Ankara'nin kendine has sivesi ile kocasinin Sakarya harbinde bogazindan yaralanmis bir cengaver oldugunu söyledi. Ata bir soru daha sordu : - ne zaman dogdun? - 1919'da ****** Samsun'a çiktigi zaman dogdum. Ata, bir an düsündü. Yil 1934 idi. Kadinin bu ifadesine göre 15 yasinda olmasi lazim gelirdi. Halbuki karsisindaki kadin 25 yaslarinda görünüyordu tekrar sordu : - nasil olur - evet , nasil olurdu .bu sati kadin hiç tereddütsüz, o her zamanki nüktedan haliyle ve memleketin isgal altinda geçirdigi aci yillari ima ederek: - evet pasam,ondan evvel yasamiyordum ki ! Bu espiri ata'yi bir hayli düsündürdü. Ayrilirken yaverine kadinin ismini ve adresini not ettirdi.daha sonra biz sati kadini büyük millet meclisine giren ilk kadin milletvekili olarak görmekteyiz. | |
| | |
Kayıt tarihi : 01/01/70 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: Geri: ******'ten Hikayeler C.tesi Tem. 10, 2010 8:13 pm | |
| ****** ve sih! ****** Amasya ziyaretinde.Vali konağında yörenin ileri gelenleri ile sohbette. Bir ara tam karsısında oturan birine takılır gözleri. Yaşı ellinin üzerinde bu adam beline kadar inen sakalıyla ******'ün dikkatini çeker. Ata, yanındaki valinin kulağına eğilip sorar; - Kimdir bu? Vali yanıt verir; - Efendim kendisi Şıh'tır. Yörede çok hatırlısı vardır. ****** Şıh'ı yanına çağırır ve; - Bak baba, imanın ölçüsü sakalın boyunda değildir. Sunu rica etsem de en azından Peygamber efendimizinki gibi kısaltsan der ve eliyle de boyun altı hizasını gösterir. Şıh; - " Emrin olur Paşam " diyerek yerine çekilir. Aradan zaman geçer, bir aksam ****** Amasya'daki Şıh'ı hatırlar ve Vali'yi telefonla arayıp durumu sorar. Vali nasıl söyleyeceğini bilememekle birlikte, Şıh'ın sakal boyunda en küçük bir kısalma bile olmadığını aksine kimselere el sürdürmediğini anlatır. ****** telefonu kapatır, kağıdı kalemi eline alır ve az sonra nazırını çağırıp, yazdığı yazıyı Amasya Valiliği'ne tebliğ etmesini ister. Ertesi gün Amasya'dan bir haber gelir ki Şıh Efendi Ata'yı görmek üzere Ankara'ya yola çıkmış... Şıh gelir, Ata'nın karsısına çıkar. Sakal tamamen kesilmiş, sinekkaydı bir tıraş olunmuş, saçlar kısaltılmış, kılık kıyafet bastan sona değiştirilmiş, bambaşka bir görünüme bürünülmüştür. ******'ün mesai arkadaşları bu değişimi anlayamaz ve Ata'ya sorarlar; - Aman Paşam, o Şıh ki sakalına el dahi sürdürmezdi, siz ne ettiniz de kökünden kesmesini sağladınız? Ata gülümser, sonra da yanındakilere dönüp; - Dün aksam Amasya Valiliği'ne bir yazı gönderdim ve Şıh'ı Afyon'a vali atadığımı bildirdim der. Ardından da yeni bir yazı hazırlayıp nazırına bu yazıyı da Şıh'a vermesini söyler. Yazıda söyle yazmaktadır; - İnancın ölçüsünün sakalda olmadığını anladığına sevindim. Valilik meselene gelince, bugün koltuk uğruna kırk yıllık sakalından vazgeçebilen yarın başka şeyler için milletinden bile vazgeçebilir. Seni böyle bir ikileme mahkum bırakmayalım. Kal sağlıcakla... | |
| | |
Kayıt tarihi : 01/01/70 Aktiflik : Deneyim : Saygınlık : Seviye :
| Konu: Geri: ******'ten Hikayeler C.tesi Tem. 10, 2010 8:14 pm | |
| ATATÜRK' TEN
Tarihimiz sayısız savaşlarla doludur. Biz bu savaşlardan baş kaldırıp ne memleketi imar edebilmiş, ne de kendimiz refaha kavuşmuşuzdur. Bunun sebebi, bizim suçumuz olduğu kadar düşmanlarımızın da suçudur. Çünkü başta Ruslar olmak üzere düşmanlarımız hep şöyle düşünürlerdi: - Türklere rahat vermemeli ki, başka sahalarda ilerleyemesinler... Bunun için de sık sık başımıza belalar çıkarırlar, savaşlar açarlar, Balkan milletlerini ''İstiklal'' diye kışkırtırlardı. Biz böyle durmadan savaşırken de o zamanlar askere alınmayan gayri müslimler zenginleşirlerdi. Onların neden zengin, bizim neden fakir kaldığımızı bir köylü, ******' e verdiği kısa bir cevap ile çok güzel açıklamıştır. ******, Mersin' e yaptığı seyahatlerden birinde, şehirde gördüğü büyük binaları işaret ederek sormuş: - Bu köşk kimin? - Kirkor' un... - Ya şu koca bina? - Yargo' nun... - Ya şu? - Salomon' un... ****** biraz sinirlenerek sormuş: - Onlar bu binaları yaparken ya siz nerede idiniz? Toplananların arkalarında bir köylünün sesi duyulur: - Biz mi nerede idik? Biz Yemen' de, Tuna Boyları' nda, Balkanlar' da, Arnavutluk Dağlarında,Kafkaslar'da, Çanakkale' de, Sakarya' da savaşıyorduk paşam... ****** bu anısını naklederken: - Hayatımda cevap veremediğim tek insan bu ak sakallı ihtiyar olmuştur, der dururdu. | |
| | | | ******'ten Hikayeler | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir :: Mustafa Kemal ATATÜRK :: Hakkında | |
|
| BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir :: Mustafa Kemal ATATÜRK :: Hakkında | |
|
|
| |
|