Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), roketlere karşı üstün koruyuculu “kompozit zırh” geliştirdi.Yerli
kaynaklarla roketlerin yarattığı tahribatı engelleyen üstün koruyuculu
kompozit zırh geliştiren TÜBİTAK, zırhın suikast silahlarına karşı
geliştirilmiş bir modelini Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün kabul ve tören
salonunun pencere ve duvarlarına uyguladı. Dünyada çok az ülkenin sahip
olduğu bu teknolojiyle kaplanan platformlar, roketlerin yarattığı
tahribattan etkilenmiyor.
Malzeme Enstitüsünün 15 yıldır
“kompozit zırh” teknolojisi geliştirme çalışmalarını 35 kişilik
mühendis ekiple sürdürdüğünü anlatan TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi
(MAM) Malzeme Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Tarık Baykara, ekibin
hammaddelerin geliştirilmesi ile bunların entegre ve zırh haline
getirilmesi ile tasarım, test, geliştirme, modelleme ve simülasyon
çalışmaları yaptığını belirtti.
Enstitünün, Devlet Planlama
Teşkilatı’nın (DPT) özel destekleriyle savunma sanayi alanındaki
çalışmalarına son üç yıldır yoğun şekilde devam ettiğini kaydeden
Baykara, kamu ve özel sektör ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin korumaya
yönelik ihtiyaç duyduğu teknolojileri üreterek uygulamaya dönük ürünler
çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.
Enstitüde geliştirilen
kompozit zırhların, insan hayatını, ağır muharebe tanklarının da
aralarında bulunduğu zırhlı araçlar, hava ve deniz savaş platformlarını
korumak üzere özel olarak tasarlandığını belirten Baykara, “Bu zırhlar,
silahların etkisini neredeyse sıfırlıyor” diye konuştu.
Baykara,
dünyada çok az ülkenin kompozit zırh teknolojisine sahip olduğunu ifade
ederek, bu teknolojinin “milli olması” gerektiğini vurguladı.
TÜBİTAK’ın
yerli mühendislerinin geliştirdiği ilk kompozit zırhların 7.62 mm ve
9mm’lik tabanca ile 12.7, 14.5, 20 mm’lik kinetik enerjili mühimmata
karşı etkili olduğunu anlatan Baykara, “Çok temel ve klasik özellikler
içeren bu teknoloji, artık hiç bir şekilde başka bir ülkenin
bağımlılığına gerek duyulmadan TÜBİTAK laboratuvarlarında
yapılabiliyor” diye konuştu.
Baykara, bu uygulamanın özellikle
güvenlik güçlerinin şehir içinde yaşanacak olası bir çatışmada
korunması amacıyla geliştirildiğini kaydetti.