BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir
Merhaba Ziyaretçi,
Formumuza Hala Kayıt Olmadınmı?
Formumuzdan Faydalanmak İstemezmisin?
Forumda Bilgi Paylaşımı Yapmak İstemezmisin?
Moderatorlermize Ödevlerin Hakkında Soru Sormak İstemesmisin?
Tabiki İstersin O zaman Ne Duruyorsun Hemen Kayıt Ol ve Bilgilermizden Faydalan..

Embriyodan İnsana Uyeols10
BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir
Merhaba Ziyaretçi,
Formumuza Hala Kayıt Olmadınmı?
Formumuzdan Faydalanmak İstemezmisin?
Forumda Bilgi Paylaşımı Yapmak İstemezmisin?
Moderatorlermize Ödevlerin Hakkında Soru Sormak İstemesmisin?
Tabiki İstersin O zaman Ne Duruyorsun Hemen Kayıt Ol ve Bilgilermizden Faydalan..

Embriyodan İnsana Uyeols10
BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir


 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  


 

 Embriyodan İnsana

Aşağa gitmek 
YazarMesaj


avatar


Kayıt tarihi : 01/01/70
Aktiflik :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Deneyim :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Saygınlık :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Seviye :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Embriyodan İnsana Right_bar_bleue


Embriyodan İnsana Empty
MesajKonu: Embriyodan İnsana   Embriyodan İnsana EmptyPaz Haz. 30, 2013 5:05 pm

Aşağıdaki yazı dizimizde her biri basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünsel kurgusu olan canlıların üreme sistemlerini konu alacağız.

Konumuz özellikle insan üreme mekanizmaları odaklıdır. Bunun nedeni ise bu konunun diğer üreme sistemleri konularına göre bizlere daha çok ilgilendirmesi, çok daha ilgi çekici olmasıdır.

Konu öylesine, hassas, ince ve ayrıtılıdır ki gerçek bir yaratılış mucizesi olan bu muazzam ve o derece de esrarengiz olaylar dizisinin sırlarını yeterince keşfedebilmiş değiliz. Bu nedenle vereceğimiz bilgiler çok basit ve yüzeysel kalacaktır.

Yazı dizilerimizin gerçek amacı varoluş denen muazzam olgunun rastlantılarla oluşup oluşamayacağını araştırmak ve gerçeği bulmak olduğundan yazılarımızı bu yönden yorumlamak ve değerlendirmek gerekir.

YAZILARIMIZI TERSİNİM VE EVRİM TEORİLERİNİN ÖNGÖRÜLERİNİ DİKKATE ALARAK VE KIYASLAYARAK YORUMLAMAK GERÇEĞİ BULMA YOLUNDA EN ÖNEMLİ BİR İLK ADIM OLACAKTIR.

DOĞRU KIYASLAYIP YORUMLAMAK İÇİN DE HER İKİ TEORİNİN TEMEL VARSAYIMLARINI BİLMEK GEREKİR.

= = =

İNSAN VÜCUDU

= = =

Canlılarda Üreme Sistemleri: Dünya üzerinde yüz binlerce türe, en az bir o kadarda farklı çeşide ait milyarlarca canlı vardır. Her canlı gibi bunlara da belirli bir ömür biçilmiştir. Uzun ya da kısa bir yaşamdan sonra ölüp gideceklerdir.

Bu tersinimin kaçınılmaz bir sonucudur. Eğer üreme sistemi olmasaydı bu canlıların tümü belirli bir süre içinde yok olup gideceklerdi.

Canlılarda üreme devamlı bir YENİLENME şeklidir.

Bu nedenle canlılardaki üreme sistemleri yaşam devamlılığının gerçek nedenidir. Üreme sistemleri olmasaydı dünyamızda canlılıktan söz edilemezdi.

Bu nedenle üreme sistemleri diğer yaşamsal sistemler ile birlikte ilk anlardan itibaren mükemmel (eksiksiz, tam, işlerlik sahibi ve acil) olmak zorundadır.

Yarım, eksik, işlerliği tam olmayan, uzun süreçlere yayılmış oluşumlar yararsızdır. Bu nedenle kademeli evrim en azından üreme konusunda geçersiz olur.

Canlılardaki üreme sistemleri; bu sistemin başlangıcı olan üreme ihtiyacını hissedişin dürtüsü, yavrunun oluşumu, yeni oluşan yavrunun korunma ve beslenme mekanizmaları ile birlikte kesin olarak basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünselliğindedir.

Bunlardan bir tanesinin eksikliği ya da yokluğu en azından o canlı türünün yok olması demektir.

Bu bütünsellik uzun sayılabilecek bir süreci de kapsar.

Bu sürecin başı, ortası ve sonu, sonucu hayati öneme sahip olan bütünselliği bozmaması için çok hassas, ince ve detaylı planlamalar gerektirir.

Aksi halde basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünselliğinde olan bu hayati oluşumda meydana gelecek her hangi bir aksaklık üremeyi durduracak, dolaysıyla o canlı türünün yok olmasına neden olacaktır.

Bu oluşum öylesine hayati bir önem taşır ki hiç bir şekilde şansa, rastlantılara yer verilemez.

Bu olayı son derece karmaşık kimyasal yapılardan oluşmuş hormonların canlılar üzerindeki etkileri olarak yorumlayıp basite indirgemeye çalışmak; bir iradeye sahip olmayan, sadece karmaşık kimyasal maddelerden oluşmuş bu hormonların; uzun sayılabilecek bir süreci de kapsayan kompleks sistemlerin bütünselliğini nasıl oluşturduğu sorusunu gündeme getirir ki, bu sorunun basite indirgenmiş hiç bir yanıtı yoktur.

Canlılar çok sayı ve çeşitte basite indirgenemez yöntemlerle ürerler. Her canlı türün kendine özel bir üreme sistemi vardır.

Bu sistem sadece yavrunun ortaya çıkması üzerine kurulmamıştır. Yavru ortaya çıktıktan sonraki gelişim sürecini de kapsar.

Örneğin penguenler sıcaklığın eksi kırk derecelere kadar düştüğü kutuplarda yaşarlar. Bu ortama uyum sağlamaları için vücutları kalın bir yağ tabakasıyla kaplanmıştır.

Besinleri çok hızlı bir şekilde kullanıma hazır hale getiren bir sindirim sistemine de sahiptirler.

Canlılar dünyasında hayli ilginç üreme mekanizmaları vardır ve hemen, hemen tüm canlılar yavrularının üzerlerinde titrerler, onlara kol kanat germeye çalışırlar ve inanılmaz fedakârlıklarda bulunurlar.

Canlıların bu çok yönlü kompleks davranışlarını basite indirgeyip bazı kimyasal maddelerin canlılar üzerlerindeki etkisidir deyip geçiştirivermek bu harikulade olayı gerektiği gibi anlamamak ve değer vermemekle eşteştir.

Bu bölümde sadece canlılardaki üreme sisteminin yaşam için ne kadar hayati olduğunu belirtmekle yetineceğiz.

Canlılardaki üreme sistemleri konusundaki ayrıntılı bilgileri canlılarla ilgili bölümlerde ayrı ayrı bulabilirsiniz.

= = =

Bir olgunun canlılık olarak tanımlanabilmesi için beslenme – üreme -korunma, savunma, çevreye uyum niteliklere eksiksiz sahip olması gerekir.

Bu niteliklerden herhangi birine eksiksiz sahip olmayan olgular canlı olarak nitelenemez. Her niteliğin ayrı ayrı basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünselliğinde olması tüm varoluş gibi canlılığı da rastlantıların eseri olarak tanımlayıp, yorumlayan evrim teorisinin içinden çıkamadığı dev sorunlardan sadece biridir.

Canlıların üreme sistemleri en ilkel kabul edilenden, en gelişkini zannedilen insana kadar ilginç, şaşırtıcı ve gerçek birer varoluş mucizeleridir.

Bu bölümde örnek olarak insanların üreme sistemleri konusunda bazı bilgiler vereceğiz.

Önce şunu belirtelim ki vereceğimiz bilgiler insanların üreme sistemlerinin ayrıntılı, hassas ve kompleks bütünselliğinin yanında son derece yüzeysel kalmakta, gelişen teknoloji ve bilim her gün milyonlarca defa gözlerimizin önünde gerçekleşen bu var oluş mucizesinin sırlarını azar, azar da olsa ortaya koymakta, bizleri defalarca şaşırtıp, hayran bırakmaktadır.

Her zamanki gibi amacımız varoluş konusunda gerçekleri arayıp bulmaktır.

Sayın okuyucularımızın ilk amaçları objektif ve bilimsel olması yolunda son derece titizlik gösterdiğimiz bu konuda da tüm mekanizmalarıyla önce evrimi ardından tersinimi sorgulamak olmalıdır.


Devamı var.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek


avatar


Kayıt tarihi : 01/01/70
Aktiflik :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Deneyim :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Saygınlık :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Seviye :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Embriyodan İnsana Right_bar_bleue


Embriyodan İnsana Empty
MesajKonu: Geri: Embriyodan İnsana   Embriyodan İnsana EmptyPaz Haz. 30, 2013 5:06 pm

Embriyodan İnsana -2

Üreme, çoğalma olarak da bilinir, bir canlının neslini devam ettirmesi olayı olarak tanımlanır.

Büyüme ve gelişmesini tamamlayan her canlı çoğalma yeteneğine sahip olur.

Çoğalma yeteneğine sahip canlılar kendilerine benzer bireyler oluştururlar ve bu sayede nesillerini devam ettirmiş olurlar.

Biyolojinin temel ilkelerinden biri "tüm canlılar kendinden önce bulunan canlılardan meydana gelir sözüdür. Gerçekten de yaşamın temel yapısı bireylerin çoğalmasıyla gelecek döllerin oluşturulması ve genetik bilginin aktarılmasından geçer.

Canlılarda eşeyli ve eşeysiz çoğalma olmak üzere iki çeşit çoğalma vardır.

Bu iki üreme şekli arasındaki evrim mekanizmalarıyla doldurulması mümkün olmayan derin, geniş ve büyük farklılıklar evrim teorisinin dinmez baş ağrılarından birisidir.

Eşeysiz üremeden eşeyli üremeden geçiş, tek hücreli canlılıktan çok hücreli canlılığa geçiş gibi; evrim teorisinin akla, mantığa ve bilimsel verilere uygun bir cevap vermesinin gerekli olduğu hayati ve temel sorulardan biridir.

Bu sorulardan herhangi birinin cevaplanamaması evrim teorisinin tüm öngörülerini temelsiz bırakır.

= = =

Üremenin birimi ve taşıyıcısı hücre, türlere özgünlüğün aktarılmasını sağlayan ise kalıtım materyalidir. Özellikle arılarda partenogenez diye adlandırılan üreme biçimi iki tip arı tarafından gerçekleştirilir.

Kraliçe arı(2n) ve erkek arı(n) bölünmeye uğrayarak yumurta ve spermlerini birleştirir.

Bunlardan birkaç yumurta erkek arıyı, birkaç yumurta kraliçe arıyı (bunlar arı sütü ile beslenir), diğerler yumurtalar ise işçi arıları (kısırdır. Bunlarda arı ekmeği ile beslenir.) meydana getirir.

Beslenme bir arının işçi mi, kraliçe mi olacağının tek seçici nedeni gibi görünürse de gerçekte çok büyük, ayrıntılı ve ince bir planlamanın sonucu olduğu kesindir.

= = =



= = =

Sonraları bir fizikçi olan Francesco Redi'nin ünlü kavanoz çalışması, açık kaptaki ette sinek kurtçuklarının oluşumu ve eti steril ettikten sonra kapalı ortamda ette hiçbir canlının kendiliğinden oluşmadığının gözlemlenmesiyle, burada gerçekleşenin abiyogenez olmadığı ortaya çıktı.

Bir hücreli canlılarda çoğalma, vejetatif bölünmeyle birleşmiş ve bu sebeple normal vejetatif bölünme aynı zamanda yeni döller meydana getirilmesini de sağlamaktadır.

Çok hücrelilerde ise; çoğalma, germinatif hücreler denen özelleşmiş dokuya indirgenmiştir.

Somatik/vejetatif hücreler canlıda yapının oluşmasını, gelişmesini sağlayan ve bireyle birlikte ölen hücrelerdir.

Eskiden, insanlar canlı varlıkların cansız maddelerden; örneğin, sineklerin çamurdan ya da etten, kurbağaların çamurdan oluştuğu inanırlardı.

Mikroskobun bulunuşu ve mikroorganizmaların saptanması sonucu canlıların kökeni ile ilgili Abiyogenez (kendiliğinden oluş, Spontan Generasyon) ile Biyogenez (Kendinden önceki bir canlıdan oluş) şeklinde iki görüş ortaya çıkmıştır.

Devamı var.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek


avatar


Kayıt tarihi : 01/01/70
Aktiflik :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Deneyim :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Saygınlık :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Seviye :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Embriyodan İnsana Right_bar_bleue


Embriyodan İnsana Empty
MesajKonu: Geri: Embriyodan İnsana   Embriyodan İnsana EmptyPaz Haz. 30, 2013 5:06 pm

EŞEYSİZ ÜREME

Bir canlıdan ayrılan hücre veya hücre grubundan yeni bireylerin oluşturulmasına eşeysiz üreme denir.

Eşeysiz üremede döllenme olayı olmadığından eşeysiz üreyen canlı oluştuğu canlıya kalıtsal olarak tıpa tıp benzer. Çünkü eşeysiz üreme mitoz bölünme ile gerçekleşir. Ancak mitoz bölünmede olabilecek bir ayrılmama ve mutasyon çeşitlilik sebebidir.

Eşeysiz üremeye canlıların büyüme bölgelerinden ayrılan hücre veya hücre grupları neden olduğu için aynı zamanda vejatatif üreme de denmektedir.

Eşeysiz üreme; tek hücrelilerde bölünerek çoğalma, rejenerasyonla çoğalma, tomurcuklanarak çoğalma, çelikle çoğalma, sporla çoğalma şeklinde olabilir.

Tek hücrelilerde bölünerek çoğalma: Tek hücreliler bölünerek ürerler. Hücre hacim olarak belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra bölünerek yeni hücreler oluşturur.Bu yeni hücreler genotip bakımından ana hücrenin aynısıdır.

Paramesyum, amip, öglena ve bakterilerin üremeleri buna örnek olarak gösterilebilir. Bakteri enine öglena ise boyuna bölünerek ürerler.

Rejenerasyonla (yenilenme) çoğalma: Rejenerasyona (yenilenme) ile çoğalma omurgasızlara özgü bir çoğalma şeklidir.

Rejenerasyon, kelime anlamıyla yenileme demektir. Canlılardan herhangi bir nedenle ayrılan parçalardan yeni canlılar oluşabilir. Dolayısıyla rejenerasyon bu canlılar için üreme kabul edilir.

= = =



Bakteri (Solda) Öglena (Sağda)

= = =

Omurgalılardaki rejenerasyona bir yaranın iyileşmesi veya kertenkelenin kopan kuyruğunun yenilenmesi örnek olarak verilir. Çünkü kopan deriden yeni bir organizma, kopan kuyruktan da yeni bir kertenkele oluşmamaktadır

Omurgasızlarda mezoderm ve mezoglea tabakası bulunur. Bu tabaka içerisinde embriyonik hücreler vardır. Bu tabakayı taşıyan canlılardan ayrılan bir parça eksik kısımları tamamlayabilmektedir.

Örneğin; denizyıldızından kopan bir kol ana gövdedeki hücreler tarafından tamamlandığı gibi ayrılan kolun içerisindeki hücrelerde koldan yeni bir gövde oluştururlar.

Bu durum yassı solucanlarda da (Planarya) görülür.

Rejenerasyon normalde bir çoğalma tipi değildir. Tahrip sonucu canlıdan ayrılan parçadan yeni birey oluşturulur.

Tomurcuklanarak Çoğalma: Bazı canlılarda tomurcuk benzeri çıkıntılar gelişir. Bu kısımlar ayrılarak yeni canlıyı oluşturur.

Örneğin; Hidra da bira mayasında ve süngerlerde eşeysiz üremenin bu karakteristik özelliği görülür.

= = =



Hidra (Solda) Bira mayası (Sağda)


Vejatatif çoğalma: Bazı bitkilerden koparılan bir dal parçası, toprağa dikildiğinde yeni bitki oluşturabilir. Buna çeliklenme ile çoğalma denir. Ayrılan dal parçasının meristem tabakası yeniden kök oluşturduğundan bu parça ayrı bir fert olarak yaşayabilir. Özellikle tarımda verimliliği arttırmak, az zamanda daha çok ve daha kaliteli bitkiler yetiştirmek için kullanılan üretim metodudur. Sonuç olarak yeni bir bitki meydana gelir.

Örneğin; kavak,çınar,meyve ağaçları,asma.... gibi bitkiler çelikleme ile üretilir. Özellikle melez olan ve eşeyli üremeyen bitkiler bu şekilde üretilir. Örneğin; Çekirdeksiz üzüm, Washington portakalı, satsuma mandalini gibi.

Vejatatif üreme: Soğanların rizomla (küçük kök) üremesi, çileklerin sürünücü gövde ile çoğalması ciğer otunun yapraklarından yeni ciğer otlarının oluşmasını örnek olarak gösterebiliriz. Vejetatif üreme üçe ayrılır:

1)- Çelikle üreme: Gül, söğüt, kavak, asma gibi bazı ağaçların kesilen dallarının toprağa dikilmesiyle aynı cinsten ağaç oluşturması şeklindedir..

2)-Yumru ve soğanla üreme: Patates, yer elması, sarımsak gibi depo organları olan yumru ve soğanlar nemli ortamlarda çimlenerek yeni bitkileri oluşturur.

3)- Sürünücü gövde ile üreme: çiçekler toprak üzerinde sürünücü gövde ile zambak ve ayrık otlarında yeraltı gövdesiyle, böğürtlenlerde dal ve gövde uçlarının köklenmesiyle vejetatif üreme olur. Çilekte sürünücü gövde ile üreme yapar.

Sporla çoğalma: Su yosunlarından ulotrix, küf mantarları gibi bazı canlılar spor adı verilen üreme hücresinden yeni bireyler oluşturulur. Buna sporogoni veya sporla üreme denir. Mantarlarda sporla üreme karakteristiktir.

Sporla çoğalan Örneklenen canlılardan bazıları eşeysiz üremeyle beraber eşeyli olarak da ürerler. Örneğin; mantarlar ve paramesyum konjugasyonla eşeyli ürediği gibi hydra ve deniz yıldızı, eşeyli üremenin en önemli yapısı olan eşey bezlerini de bulundurur. Bunlara bir örnekte mikroskobik canlılardır.


Devamı var.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek


avatar


Kayıt tarihi : 01/01/70
Aktiflik :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Deneyim :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Saygınlık :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Seviye :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Embriyodan İnsana Right_bar_bleue


Embriyodan İnsana Empty
MesajKonu: Geri: Embriyodan İnsana   Embriyodan İnsana EmptyPaz Haz. 30, 2013 5:06 pm

EŞEYSİZ ÜREMEDEN EŞEYLİ ÜREMEYE
GEÇİŞ MÜMKÜN MÜ?

Tek hücreli canlılar (genelde) eşeysiz, çok hücreli canlılarda (genelde) eşeyli ürerler. Eşeyli üremek için karşıt cinslerde (erkek ve dişi) aynı türün aynı cinsinden cinsiyet yönünden ayrı yapılarda iki canlıya ihtiyaç vardır.

Aynı türden oldukları halde yapı olarak büyük farklılıklar gösteren bu iki canlı (erkek ve dişi) üreme fonksiyonlarında birbirlerini tamamlarlar. Bu nedenle her iki cinste mükemmel (eksiksiz ve işler) olmak zorundadırlar. Aksi halde üreme gerçekleşmez.

Eşeyli üreme bitkilerden böceklere, balıklardan en gelişkin canlı zannedilen insanlara kadar milyonlarca tür ve cins canlılarda kendilerine özel şekillerde (bu şekiller mükemmel ve genelde şaşırtıcıdır.) uygulanmaktadır.

Eşeyli üreme genelde yumurtlayarak ya da doğurarak olmak üzere iki şekilde gerçekleşir. Her şeklin kendine özgü özellikleri vardır.

Eşeyli üremede aynı tür ve cinste fakat ayrı yapılarda iki canlıya ihtiyaç duyulması (birbirlerine tamamlayan bu iki yapının ayrı ayrı canlılarda oluşması evrim mekanizmalarıyla mümkün olmadığından) evrim teorisinin en büyük handikaplarından biridir.

Üremede DNA’nın (üreme bilgilerinin olduğu makro molekül) büyük rolü bu çıkmazlık sorununu daha da derinleştirip, büyütmüştür.

Evrim teorisi savunucuları eşeysiz üremeden eşeyli üremeye geçişi DNA’lardaki üreme bilgilerinin bulunduğu genlerin makro mutasyonlar sonucu (örneğin yıldırım çarpması ya da çok güçlü radyasyonlarla) tam ortadan bölündüğünü; bir parçasından erkek diğer parçasından dişi canlıların meydana geldiği gibi (akıl, mantık ve bilim dışı) varsayımlarla cevaplamaya, bu büyük çıkmazlık sorununu aşmaya çalışırlar. Görünüşe göre de başka cevapları yoktur.

Cevaplamaya, aşmaya çalışırlar ama kanıtlara dayanmayan bu tür hayal ürünü varsayımların bilimsel bir değerinin olmadığı, olamayacağı açıktır.

Zaten kimi evrimciler için EVRİMİN MANTIĞI YOKTUR.

Bir bakıma evrim teorisi eşeyli üreme konusunda tavuk mu yumurtadan yoksa yumurta mı tavuktan çıktı? (Bu soru tüm eşeyli üreyen tüm canlılar için geçerlidir) ikileminin içine düşmüştür ve bir cevap Da verememektedir. Vermesi de mümkün değildir.

Halbuki bu sorunun cevabı evrim teorisinin olabilirliği konusunda hayati bir önem taşır. Cevap verilememesi (tıpkı ilk canlı hücresinin nasıl meydana geldiğinin cevap verilememesi gibi) evrim teorisini temellerinden sarsar.

Devamı var.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek


avatar


Kayıt tarihi : 01/01/70
Aktiflik :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Deneyim :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Saygınlık :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Seviye :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Embriyodan İnsana Right_bar_bleue


Embriyodan İnsana Empty
MesajKonu: Geri: Embriyodan İnsana   Embriyodan İnsana EmptyPaz Haz. 30, 2013 5:07 pm

EMBRİYODAN İNSANA




Cenab-ı Hak insanı ahsen-i takvim üzerine yaratmıştır. Bu mucizeyi inkar etmek aklı, mantığı ve bilimi inkar etmekle eşdeğerdir. Embriyodan insana inkârı mümkün olmayan bir varoluş mucizesidir.

= = =

Bilindiği gibi evrim teorisi Charles Darwin’in Türlerin Kökeni ve insanın Türeyişi kitaplarıyla ortaya atılmıştır.

Charles Darwin Türlerin Kökeni kitabında evrimin nasıl oluştuğu konusunda uzun uzun açıklamalarda bulunur, Haeckel’in embriyon çizimlerini de teorisinin bir kanıtı gibi gösterir.

Kitabımızın bu bölümünde anne karnındaki ancak harika olarak yorumlayabileceğimiz mucize olayı dilimiz döndüğünce, kalemimiz yazdığınca anlatmaya çalışacağız.

Önce şunu belirtelim ki bu mucize olay anlatmaya çalıştığımızdan çok daha ayrıntılıdır. Keşfedilmemiş nice mucizevî sırlarla doludur.

İnsan bedeni, varoluşun en kompleks oluşumlarından biridir.

Hayatımız boyunca bu bedenle görür, işitir, nefes alır, yürür, koşar ve zevk alırız.

Bedenimiz kemikleri, kasları, damarları, iç organları ile mükemmel bir düzen ve tasarıma sahiptir.

= = =

Bu tasarımın ayrıntılarına inildiğinde ise daha da şaşırtıcı gerçeklerle karşılaşılır.

Vücudumuzdaki her şey milimetrenin binde biri büyüklüğündeki hücrelerden oluşur.

Bu hücrelerin kimi bir araya gelerek kemikleri, kimileri sinirleri, kimileri karaciğeri, kimileri midemizin iç yapısını, kimileri derimizi, kimileri ise gözlerimizi, kalbimizi, beynimizi.... oluşturur.

Hücreler vücudun hangi parçasını oluşturuyorlarsa bu bölgede ihtiyaç duyulan boyuta ve şekle sahip olurlar.

Bedeninizi oluşturan yaklaşık 200 trilyon hücrenin tamamı, tek bir hücreden çoğalarak meydana gelmişlerdir.

Şu an sahip olduğunuz hücrelerle aynı yapıya sahip olan bu tek hücre de, annenizin yumurta hücresi ile babanızın sperm hücresinin birleşimiyle ortaya çıkmıştır.

İki yüz trilyon hücreden oluşmuş insan bedeninin tüm planları eksiksiz bu tek hücrede ve eylem içindedir.

İnsan diğer yaratıklar gibi gerçek bir varoluş mucizesidir.


Devamı var.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek


avatar


Kayıt tarihi : 01/01/70
Aktiflik :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Deneyim :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Saygınlık :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Seviye :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Embriyodan İnsana Right_bar_bleue


Embriyodan İnsana Empty
MesajKonu: Geri: Embriyodan İnsana   Embriyodan İnsana EmptyPaz Haz. 30, 2013 5:07 pm

Embriyodan İnsana-2

Basite indirgenemez kompleks yapıların bütünsel kurgusu olan insan bedenini oluşturan genelde 60-70 kiloluk et ve kemik kütlesinin özü başlangıçta karşıt cins iki insandan gelen tek bir hücrede toplanmıştır.

İnsanın iki ayrı bedende, birbirinden bağımsız olarak üretilen özlerden meydana gelişi ile yeryüzündeki en büyük mucizelerden biri gerçekleşmektedir.

İnsanın varoluş mucizesinin gerçekleşebilmesi için insan vücudunda gereken hazırlıklar yıllar öncesinden başlar.

Bunun için öncelikle hem erkek hem de kadın üreme hücrelerinin olgunlaşıp faal hale gelmesi gerekmektedir.

Diğer ifade ile başlangıçtaki tek hücre o andakiler ile yıllar sonraki eylemlerin bilgisine ve oluşum gücüne sahiptir.

Bu devinim her insanda olgunlaşma çağı olarak adlandırılan bir süreç ile birlikte devreye girer. Bu devreye girişin en önemli unsurları beynin kontrolündeki hormonal sistemlerdir.

İnsan vücudundaki bütün ihtiyaç ve gelişimler beynin kontrol edebileceği bir sistem ile yaratılmıştır. Bir bakıma beyin vücudun komuta sistemidir.

Organlardan gelen değişim ve gelişim mesajlarını değerlendiren beyin en uygun emirleri gerekli olan yerlere olabilecek en kısa zamanda iletir.

Bunu yaparken de basite indirgenemez bir yapıda olan sinirleri ve hormonal sistemi haberleşme aracı olarak kullanır.

Vücudun istemli ya da istemsiz tepkileri bu haberleşme sonucudur ve tamamen beynin kontrolündedir.

Hormonal sistemin faaliyete geçişi genel olarak insan henüz anne karnındayken başlar ve o insanın ölüm anına kadar devam eder.

Üreme bezleri de hormonların etkisi sonucunda harekete geçen organlardır. Ancak vücudun diğer parçalarından farklı olarak üreme bezleriyle ilgili hormonların salgılanması buluğ döneminde (insan vücudunun en gelişkin olma döneminin başlangıcında) başlar.

Bunun nedeni her canlı gibi insanlarında genlerini eksiksiz ve mükemmel olarak diğer nesillere aktarma gerekliliğindendir. Eksiksizlik ve mükemmellik ise canlıların en gelişkin oldukları dönemlerdedir.

Hormonal sistemin eylem ve kontrol aygıtı olarak kabul edilen beyindeki hipotalamus buluğ çağına gelindiğinde kendisine bağlı olarak çalışan bezlerden biri olan hipofiz bezine üreme organlarını faaliyete geçirecek emirler göndermeye başlar.



Bunun nedeni genetik bilgilerin canlıların en gelişkin ve en mükemmel oldukları dönemlerde aktarılması gereğindendir. Diğer ifde ile bir İrade bu büyük gerçeği bilmekte, çok önceden gereken tedbirleri eksiksiz almaktadır.

= = =

Hipotalamus denen bu organımız insan bedenindeki gelişmelerden, örneğin kişinin kaç yaşına geldiğinden, üreme sisteminin harekete geçmesi için gereken fiziksel gelişimi tamamlayıp tamamlamadığından haberdardır ve bilinçli bir bilgi ile hareket etmektedir.

Bu minik et parçası bu bilgilerde eksiklik varsa bunu bilecek ve harekete geçmeyecektir.



Bu bilinçli bilgi son derece karmaşık basite indirgenemez sistemlerin bütünsel kurgusunun sonucudur. Bu bütünsel kurgudaki en küçük bir aksaklık bu bilgiyi ve bilinci yok eder.

Başka bir deyişle basit bir et parçası gibi görünen hipotalamus tarih hesabı yapmakta ve insanın yetişkinliğe geçiş zamanının geldiğini tespit ederek vücuttaki diğer salgı bezlerine gereken emirleri vermektedir.

En uygun zamanda üreme organlarına gitmesi gereken mesajları son derece karmaşık fakat özel kimyasal yapılardaki hormonlarla göndermekte ve insanların soylarını devam ettirebilmesi için gereken gelişmenin başlamasını sağlamaktadır.

Bir kaç santimetrekare büyüklüğünde, görünüşte basit bir et parçası gibi görünen bu minik kütlenin zaman içinde insan vücudunda oluşan değişim ve gelişimlerden haberdar olması; bu değişim ve gelişimlere göre ve bir amaca yönelik faaliyetlerde bulunması şüphesiz ki şuurlu bilginin sonucudur.

Hipotalamus, Gn-RH kısaltması ile de belirtilen Gonadotropin adlı bir hormonu kan yoluyla hipofiz bezine göndererek kadın ve erkekte buluğ çağının başlama vaktinin geldiğini bildirir.

Bu ara hormonların rastlantısal olamayacak kadar karmaşık kimyasal yapılarda olduğunu belirtelim.


Devamı var.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek


avatar


Kayıt tarihi : 01/01/70
Aktiflik :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Deneyim :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Saygınlık :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Seviye :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Embriyodan İnsana Right_bar_bleue


Embriyodan İnsana Empty
MesajKonu: Geri: Embriyodan İnsana   Embriyodan İnsana EmptyPaz Haz. 30, 2013 5:07 pm

Embriyodan İnsana -3

Hipotalamusun verdiği emirler doğrultusunda hareket etmeye başlayan hipofiz bezi de öncelikle üreme organlarını aktif hale getirecek hormonlar üretip göndermeye başlar.

Bunlar LH luteinleştirici ve FSH folikül uyarıcı adlı hormonlardır. Bu hormonların her ikisi de hem erkeklerde hem kadınlarda salgılanır, kimyasal içerikleri aynıdır ama etkileri cinsiyetlere göre birbirinden farklıdır.

Hem kadınlarda hem de erkeklerde aynı hormonlar salgılanmasına rağmen, bunların etkilerinin birbirinden tamamen farklı olması son derece şaşırtıcıdır.

FSH adlı hormon kadınlarda yumurtanın meydana gelmesini sağlayan hormondur.

= = =



Gonadotropin Hormonunun Kimyasal Yapısı

= = =

Erkeklerde ise aynı hormon sperm oluşumunu sağlamaktadır.

LH hormonu ise kadınlarda yumurtanın serbest hale gelmesini ve progesteron adlı başka bir hormonun salgılanmasını sağlar. Progesteron ise rahmin bebek için hazırlanmasında kullanılır.

= = =



Progesteron Hormonu ve yapısı

= = =

Aynı hormon erkeklerde tamamen farklı bir görev üstlenmekte ve testesteron hormonunun salgılanması için hücreleri uyarmaktadır.

Testesteron ise sakal, bıyık, sesin kalınlaşması gibi erkeksi özelliklerin ortaya çıkmasını ve sperm oluşumunu sağlar.

Aynı hormon kadın vücudunda da aynı formülle salgılanmakta, ancak şaşırtıcı bir şekilde kadınlarda erkeklerde yaptığının tam tersi etkilere yol açmaktadır.

Son derece karmaşık olsa da sonuçta bir kimyasal bileşik olan bu hormonun içinde oluştuğu vücudun cinsiyetini bilmesi ve ona göre davranması son derece ilgi çekicidir.

Babadan gelen spermle anneden gelen yumurtanın birleşmesi ile meydana gelen bu tek hücreden oluşacak bu yeni canlının bütün fiziksel ve ruhsal özellikleri bu hücredeki DNA molekülünde saklıdır.

= = =



Testesteron Hormonu (Tüm hormonların farklı yapılarda olduğunu dikkat ediniz)

= = =

DNA molekülünü meydana getiren, molekülün bölümleri olarak da nitelendirebileceğimiz 46 kromozomdan yirmi üçü babadan, yirmi üçü anneden gelmekte, diğer bir ifade ile bu yeni canlı anneden ve babadan gelen 46 adet kromozomlardaki genlerle şekillenmektedir.

Bu genlere işlenmiş şifreler o canlının akla gelebilecek her türlü özelliğini belirlemektedir.

DNA vücudumuzdaki yaklaşık 200 trilyon hücrenin her birinin çekirdeğinde bulunur.

Hücrenin ortalama çapının 10 mikron olduğu göz önüne alınırsa DNA'nın ne kadar küçük bir alanda ne kadar büyük bir bilgiyi depoladığı daha iyi anlaşılabilir.


Devamı var.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek


avatar


Kayıt tarihi : 01/01/70
Aktiflik :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Deneyim :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Saygınlık :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Seviye :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Embriyodan İnsana Right_bar_bleue


Embriyodan İnsana Empty
MesajKonu: Geri: Embriyodan İnsana   Embriyodan İnsana EmptyPaz Haz. 30, 2013 5:08 pm

Embriyodan İnsana-4


Kromozomların DNA molekülünde çiftler halinde yer alması çok önemlidir. Her insanın yaratılış aşamasında çift kromozomların yarısı anneden diğer yarısı ise babadan gelmektedir.

= = =




Yukarıda DNA'nın kromozom içinde nasıl depolandığı görülüyor. İnsanla ilgili bütün bilgilerin saklandığı DNA vücudumuzdaki yaklaşık 200 trilyon hücrenin her birinin çekirdeğinde bulunur.

= = =

Anneden gelen 23 kromozom ve babadan gelen 23 kromozom birbirinin çiftidir. Yani her insanın hücre çekirdeğindeki 46 kromozom aslında 23 çiftten oluşmaktadır.

Babadan gelen 23 kromozomun özel bir durumu vardır. Bu kromozomlar X ve Y harfleriyle gösterilen birbirlerinin karşıtı iki özellik taşır. Anneden gelen kromozomlarda ise sadece X özelliği çiftler halinde bulunur.

Hücrelerde iki çeşit bölünme gerçekleşir. Bunlardan mitoz olarak adlandırılan bölünme bütün vücut hücrelerinde görülen klasik bir bölünme şeklidir.



Mitoz Bölünme

Bu bölünme sonucunda hücrelerin kromozom sayılarında bir değişiklik olmaz. Oluşan yeni hücrelerde de hiçbir bozulma ve değişiklik bulunmaz. Hepsi birbirlerine benzer.

Fakat sperm ve yumurta gibi üreme hücreleri söz konusu olduğunda bu bölünme şekli tamamen değişir. Mayoz olarak isimlendirilen bir bölünme şekline dönüşür.

Mayoz bölünme sonucunda oluşan yarım hücreler 23 kromozomludur. Bu yarım hücreler sanki diğer yarı hücre ile birleşip tek bir hücre oluşturacağının bilincindedir. Her iki vücutta buna göre hazırlıklar yapılır.

İki ayrı vücut da birbirlerinden habersiz oluşan bu yarım hücrelerin daha sonra doğal mekanizmalarla birleşerek ayrı bir canlıyı oluşturacak tek bir hücreye dönüşeceğinin bilinci gerçekten çok ilginçtir.




Mitoz ve Mayoz Bölünme ve Farklılıkları

İki ayrı vücuttan gelen yarım hücrelerin oluşturduğu hücrede, bu hücreden oluşacak canlının bütün bilgileri mevcuttur.

Bu tek hücre kendi içinde bölünür. Oluşan yeni hücreler kendilerine verilen bilgiler dahilinde kademe kademe yeni canlıyı oluşturlar. Oluşan bu yeni canlı anne ve babaya benzer ve onlar gibi mükemmeldir.

Devamı var.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek


avatar


Kayıt tarihi : 01/01/70
Aktiflik :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Deneyim :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Saygınlık :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Seviye :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Embriyodan İnsana Right_bar_bleue


Embriyodan İnsana Empty
MesajKonu: Geri: Embriyodan İnsana   Embriyodan İnsana EmptyPaz Haz. 30, 2013 5:08 pm

Embriyodan İnsana-6

Erkek bedeninden kadın bedenine gönderilen atmıkta ortalama iki yüz ile üç yüz milyon arasında sperm bulunur. Boyları milimetrenin yaklaşık %1'i kadardır.



Sperm

Tek bir canlı için ortalama üç yüz milyon sperm belki fazla abartılı bulunabilir. Fakat yumurtaya giden yol öylesine zorludur ki bu spermlerden ancak bin kadarı yumurta yakınlarına ulaşmayı başarabilir.

= = =



Erkek üreme organları olan testisler gerek konumları, gerek üretim kapasiteleri, gerekse içerdikleri sistemlerle ÖZELDİR VE BİR TASARIM HARİKASIDIR.

= = =

Diğer bir ifade ile burada da doğal seçilim uygulanmakta spermlerden en güçlülerinden bin kadarının yumurta yakınlarına ulaşmasına izin verilmektedir.

Şüphesiz ki bu olay canlının ilk yaratılışındaki mükemmelliğini koruma amaçlıdır. Dolaysıyla evrimin değil, tersinimin kanıtı olur.

Yumurta yakınlarına ulaşmaya başaran bu bin spermden genelde bir tanesi, nadiren de bir kaç tanesi yumurtaya ulaşır ve onunla birleşir.



İnsan Yumurtası ve Spermler

Yumurtadaki anneden gelen yirmi üç kromozomla spermdeki babadan gelen yirmi üç kromozom birleşir ve kırk altı kromozomlu tek bir hücre haline dönüşür.

= = =

Erkek bedeninde bir başka bedende (dişi bedenlerinde) görev yapacak spermlerin hazırlanması da çok ilginçtir.

Bir yumurtanın döllenmesi için her atmıkta yaklaşık 200-300 milyon sperm hücresi hazır olmalıdır.

Bu hazır olma; vücut sıcaklığı, spermlerin oluştuğu organların konumu, oluşan spermlerin stoklanması, korunması gibi çok özel şartlar gerektirir.

Erkek bedeni bu özel şartlara uygun olarak yaratılmıştır.

Sperm üreten organların başında bulunan testislerde üretiminin gerçekleştiği ve toplam uzunlukları yaklaşık 500 metreyi bulan bine yakın kanalcık vardır. Bu kanalcıklar seminifer tüpçükler olarak adlandırılır.

= = =



Sağda testisleri oluşturan kanalcık sistemi (seminifer tüpçükler) görülüyor. Bu kanalcıklarda ileride spermleri oluşturacak sperm ana hücreleri bulunur. Üstteki resimde ise testis lobülünden bir detay görülmektedir.

= = =

Her birinin ortalama uzunluğu yaklaşık 50cm olan kanalcıkların içerisinde zaman içinde gelişerek spermleri oluşturacak sperm ana hücreleri bulunur.

Sperm ana hücreleri olan spermatogoniumler seminifer tüpçüklerin çeperlerinde yer alır. Bir süre sonra çoğalmaya başlayan bu hücreler bir mitoz ve iki mayoz bölünme gerçekleştirirler.

Devamı var.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek


avatar


Kayıt tarihi : 01/01/70
Aktiflik :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Deneyim :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Saygınlık :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Seviye :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Embriyodan İnsana Right_bar_bleue


Embriyodan İnsana Empty
MesajKonu: Geri: Embriyodan İnsana   Embriyodan İnsana EmptyPaz Haz. 30, 2013 5:08 pm

Embriyodan İnsana -7

Spermlerden yeni oluşacak canlıya aktarılacak olan kromozom sayısının yirmi üç olabilmesi için, sperm ana hücreleri mayoz bölünme geçirerek kromozom sayılarını yarıya indirirler.

Bu bölünmeler sonucunda dört adet spermatid adı verilen hücreler oluşur. Ancak bu hücreler dölleme özelliğine sahip değildirler.

Yirmi üç kromozomlu olan bu küremsi hücrelerin aşılayabilme özelliği kazanmaları için bazı değişikliklere ihtiyaçları vardır.



Spermatid Hücreler

Erkek üreme sistemindeki bu hayati ihtiyaç düşünülmüş ve tam gereken yere spermatid hücrelerinin gelişimine yardımcı olacak bir hücre grubu daha yerleştirilmiştir.

Mayoz bölünmeden sonraki ilk bir-iki hafta içinde, her spermatid hücre kendisini kuşatan sertoli hücreleri olarak isimlendirilen bu yardımcı hücreler tarafından yeniden şekillendirilir.

Sitoplazmik uzantılar adı verilen kolları olan bu hücreler oldukça büyüktür.

= = =



Seminifer tübülde spermlerin gelişim aşamaları yukarıda görüldüğü gibidir.

Sperm ana hücreleri (spermatogonium) seminifer tüpçüklerinin çeperlerinde yer alır. Bu hücreler bölünüp spermatid adı verilen hücrelere dönüşürler. Bu işlemlerin son aşamasında ise spermin kuyruk ve baş kısmı oluşur.

Bütün bu kompleks işlemlerden sonra içinde o kişiye ait bütün bilgilerin saklandığı erkek üreme hücrelerinin gelişimi tamamlanmış olur.

= = =

Sertoli hücreleri gelişmekte olan spermatid hücrelerini sitoplazmik kolları ile sıkıca sararak, kendi stoplazmalarının içine gömülmelerini sağlarlar.

Bu şekilde gelişim süreçleri boyunca onlara besin sağlayacak ve kontrol altında tutacaklardır.

Sertoli hücrelerindeki bu şekillenmenin son aşamasında spermi sperm yapan kuyruk, çekirdek ve baş kısmındaki enzimlerle dolu akrozom gibi yapılar ortaya çıkar.

Sertoli hücrelerinin görevlerini yerine getirmesinde etken olan FSH folikül stimulan adı verilen bir hormondur.

Ön hipofiz bezinden salgılanan bu hormon sertoli hücrelerini uyarır. Bu hormonun üretimi ve ilgili bölgeye ulaşması gerçekleşmeden spermlerin oluşması imkânsızdır.

Uyarıyı alan sertoli hücreleri spermlerin oluşumunda vazgeçilmez olan östrojen adlı hormonu salgılamaya başlar.

Spermin gelişiminde etkili olan başka bir hücre türü ise seminifer tüpçüklerin arasında bulunan ve leydig olarak adlandırılan hücrelerdir.

Bu hücreler de spermleri geliştirecek olan başka bir hormonu üretmekle görevlidirler.

Ön hipofiz bezinden salgılanan LH luteinizan hormon leydig hücrelerini uyarır. Bu uyarıyla testesteron hormonunu üretilmeye başlanır.

Testesteron üreme organlarının büyümesini, üreme organlarındaki çeşitli bezlerin gelişmesini ve erkeksi özelliklerin ortaya çıkmasını sağlayan ve sperm oluşumunda en etkili olan hormondur.

Bu arada sertoli hücrelerinin protein üretme gibi başka bir görevi daha vardır.

Bu görev östrojen ve testesteron hormonlarını, seminifer tüpçüklerin içlerinde bulunan sıvıya taşımaktır.

Leydig hücrelerinin ikinci bir görevi daha vardır.

Sperm hücreleri hareket edebilmek için ihtiyaçları olan enerjiyi, leydig hücrelerinin kendilerine sağladığı fruktozdan temin ederler. Bu enerji ile yumurtaya giden çetin yolu aşmaya çalışırlar.

Görüldüğü gibi hormonal sistem vücuttaki diğer bölgelerde olduğu gibi üreme sisteminde de mükemmel bir organizasyonla çalışmaktadır.

Her hormon bir diğerinin taşıdığı görev mesajını hemen anlayarak gerekeni yerine getirmektedir.

Örneğin beynin diensefalon bölgesinde bulunan hipofiz bezi, zamanın geldiğini anlayarak harekete geçmekte ve testislerde bulunan çeşitli hücrelere emirler göndererek organlara ve dokulara yapacakları işleri bildirmektedir.

Üstelik hipofiz bezinin harekete geçmesini sağlayan da beyindeki hipotalamus adlı başka bir bölgedir.


Devamı var.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek


avatar


Kayıt tarihi : 01/01/70
Aktiflik :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Deneyim :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Saygınlık :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Seviye :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Embriyodan İnsana Right_bar_bleue


Embriyodan İnsana Empty
MesajKonu: Geri: Embriyodan İnsana   Embriyodan İnsana EmptyPaz Haz. 30, 2013 5:09 pm

Embriyodan İnsana-8


Sperm hücrelerinin hareket ve döllenme yeteneği kazanmasındaki son aşama ise üreme sisteminin bir başka parçası olan epididim kanalında gerçekleşir.

Testisin dış tarafına gevşek bir şekilde tutturulmuş olan epididim kanalının uzunluğu yaklaşık altı metredir ve sperm kanalına bağlıdır.

Öylesine bir kıvrımla yerleştirilmiştir ki dar bir alana sığdırılmıştır. Spermler burada depolanır.

Epididim kanalında depolanmaya başlayan spermlerin genel yapısı artık tam olarak belirgindir.

Olgun bir sperm incelendiğinde onun baş, boyun, orta bölüm, kuyruk ve son bölüm olmak üzere beş kısma ayrıldığı gözlenir.

Fakat hiç bir kısım boşuna yaratılmamıştır.

Her bölümün amaca yönelik bir görevi vardır. Bu nedenle spermlerde basite indirgenemez kompleks yapı özelliği gösterirler.

Spermin çekirdeği olarak nitelendirilen baş bölümü 5 mikrondan daha büyük değildir.

Spermin başı genelde babaya ait 23 kromozomdan oluşan genetik bilgi paketçiğini yumurtaya kadar taşıma görevini üstlenmiştir.

Sperm başı bu önemli ve hayati görev için özel yapılarla donatılmıştır.

Dış katmanında yer alan ve akrozom adı verilen bölüm ilerde yapacağı yolculuk boyunca spermi koruduğu gibi yolculuk sonunda eğer yumurtaya ulaşmayı başarırsa içinde bulunan enzimlerle yumurtanın dış zarını deler, açılan bu yoldan içeri girmeyi başarır.

= = =


Bir Sperm ve Akrozomu (pembe renkli kısım) solda ve bir spermin yapısı sağda

= = =

Bir Sperm ve Akrozomu (pembe renkli kısım)

Eğer akrozom olmasaydı sperm yumurtaya ulaşmayı başarsa bile yumurta zarını delmesi, içeri girmesi ve beraberinde getirdiği kromozom paketçiğini yumurtadaki kromozom paketçiğiyle birleştirmesi mümkün olmayacaktı.

Spermin ikinci önemli parçası ise, sıvı ortamlarda daha kolay yüzmesini diğer bir ifade ile hareket etmesini sağlayan kuyruğudur.

Spermin kuyruğu hareketinin yönünü belirler ve yumurta hücresine ulaşmasına yardımcı olur.

Spermin orta kısmı, yolculuğu boyunca gerek duyacağı enerjiyi sağlayacak bir yakıt deposudur.

Yumurtaya ulaşıncaya kadar kat edeceği uzun yolculuğu sırasında ihtiyacı olan enerjiyi, bu bölümde bulunan mitokondriler sağlar.

Spermin boyun kısmındaki enerji paketçikleri mitokondriler tarafından kullanılarak ATP enerjisi üretilir ve spermin rahatlıkla hareket etmesi sağlanır.

Spermlerin dölleme işlemini başarıyla tamamlayabilmeleri; bu zorlu ve çetin yolculukta ihtiyaçlarını karşılayıp, hayatta kalmaları için gereken destekleri verecek başka yardımcılara da ihtiyaçları vardır.

Spermlerin bu yolculuklarındaki yardımcılarından biri prostat bezi, diğeri ise prostatın her iki yanında bulunan meni kesecikleri adı verilen salgı bezleridir.

= = =



Prostat bezinden (üstte) salgılanan sıvı sperm oluşumunda son derece önemli bir yere sahiptir. Bu sıvı sayesinde kadın üreme organlarındaki asit karışımının spermler üzerindeki öldürücü etkisi ortadan kaldırılır.

= = =


Bu bezler, sperm üretiminin tamamlanması ve epididimde stoklanmaya başlanması ile birlikte yolculuğunda sperme eşlik edecek özel içerikli sıvılar üretirler.

Prostat bezinden salgılan sıvı spermin yola çıkışıyla birlikte ona katılır.

Bu sıvının içeriğinde sitrat, kalsiyum, fosfat iyonları ve fibrinolizin vardır. Bu karışımın tercihi rastlantısal olamayacak kadar özeldir. Kesinlikle bilinçli bir bilginin ürünü olmalıdır.

Spermin yolculuk yapacağı kadın üreme organlarında, bakterilerin çoğalmasına engel olan yoğun bir asit karışımı vardır.

Bu asit karışımı sperm hücrelerinin hareket kabiliyetlerini kısıtlamasının yanı sıra öldürücü etkiye de sahiptir. işte bu sıvı burada devreye girer. Spermleri koruduğu gibi yumurtaya doğru yüzmelerini sağlar.

= = =

Erkek üreme sisteminde spermin yumurtaya ulaşması için hayati öneme sahip salgılar yapan yalnızca prostat bezi değildir.

Prostat bezinin yanında yer alan seminal keseciklerin salgıladığı sıvı da, bu yolculuk için vazgeçilmezdir.

Bu sıvıda bol miktarda fruktoz ile diğer besin maddeleri, fazla miktarda prostaglandin ve fibrinojen vardır. Spermler yolculuklarında bu sıvının içinde besin maddeleri ile beslenirler.



Prostad bezi ve seminal kesecikler

Prostaglandin adlı madde de rahim kanalındaki mukusla reaksiyona girerek sperm hareketleri için uygun bir ortam oluşturur.

Prostaglandin aynı zamanda rahim ve fallop kanallarının birbirlerine zıt yönlerde kasılmalarını sağlayarak sperm hareketlerini kolaylaştırır.


Devamı var.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek


avatar


Kayıt tarihi : 01/01/70
Aktiflik :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Deneyim :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Saygınlık :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Seviye :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Embriyodan İnsana Right_bar_bleue


Embriyodan İnsana Empty
MesajKonu: Geri: Embriyodan İnsana   Embriyodan İnsana EmptyPaz Haz. 30, 2013 5:09 pm

Embriyodan İnsana-9

Spermler prostat bezinden ve seminal kesecikten salgılanan sıvılara karışır ve meniyi oluşturur.

Döllenme işlemi için erkek bedeninden atılan bu sıvıların bütününe meni ya da semen ismi verilir.

Meni %10 kadar sperm kanallarından gelen spermlerin, %60 kadar seminal keseciklerden, %30 kadar prostat bezinden gelen sıvıların karışımından oluşur.

Ayrıca amaca yönelik, küçük miktarlarda başka salgı bezlerinden gelen sıvıları da içerir.

Meni ismini verdiğimiz bu biyolojik karışımda spermlerle birlikte fruktoz, fosforilkolin, ergotionein, askorbik asit, flavinler, prostaglandinler, sitrik asit, kolesterol, fosfolipidler, fibrinolizin, çinko, asit fosfataz, fosfaz, hiyaluronidaz gibi karışık maddelerde bulunur.

Bu biyolojik sıvı, karışımını oluşturan her hangi bir maddenin, spermin ya da sperm yapısındaki her hangi bir eksikliğin amaca ulaşılmasına engel olacağından basite indirgenemez kompleks bir yapılardadır.

Spermler meni sıvısı içinde erkek bedeninden ayrılıp kadın bedenine girdiklerinde çok çetin ve zor bir görevle karşı karşıyadırlar. Bu görev hayati bir öneme sahiptir. Bu görev türün yaşamsal devamlılığın olmazsa olmazıdır.

= = =



Yukarıda meni sıvısı içinde hareket halindeki spermler görülüyor. Meni, çeşitli bezlerden salgılanan sıvıların oluşturduğu bir karışımdır. Bilinenin aksine bu karmaşık sıvıyı oluşturan parçalardan yalnızca spermler dölleme özelliğine sahiptir.

= = =

Spermler gerekli her türlü teçhizatla donatılmıştır ama üstlendikleri bu çetin görev için yeterli olmayabilir.

Var edici hayati bir öneme sahip bu çetin görevin başarıyla yapılması için kadın bedenini de bazı görevler vermiştir.

Döllenme işleminin kolaylıkla gerçekleşmesi için kadın bedeninde de birçok sistemler vardır. (Kadınlardaki cinsel gelişim bölümüne bakınız)

İlişki sırasında kadın üreme bölgesinde salgılanan bazı sıvılar spermlerin yumurtayı dölleme yeteneklerinin artırmasına yardımcı olur.

Ve yine kadının rahim ve fallop kanallarından salgılanan bazı sıvılar rahim içinde spermlerin hareketlerini azaltıcı etkenleri yok eden kimyasal özelliklere sahiptir.

Bu sıvılar sayesinde spermlerin hareketliliğinde bir artış görülür. Bu nedenle yaşı geçkin erkeklerin genç kadınlardan çocuk sahibi olma şansı çok daha fazladır.

Spermlerin içinde bulunduğu sıvıda yüksek oranda kolesterol mevcuttur.

Kolesterol spermin baş kısmındaki akrozom bölgesinin membran denilen zarına yerleşmiştir. Bu şekilde akrozom zarı daha da sağlamlaşır ve içindeki yumurta zarını delici enzimlerin vakitsiz dışarı çıkması engellenmiş olur.

Ancak enzimleri koruyucu olan bu özellik spermin yumurtayı dölleyebilmesi açısından olumsuz bir durum oluşturabilecektir.

Yumurtaya ulaşıldığında sağlamlaştırılan zar yırtılmayıp enzimlerin dışarı çıkmasını ve yumurta zarını delmesini engelleyebilir.

Bu nedenle kadın bedenine geçen spermlerin bu olumsuz durumdan kurtulması gerekir.

Nitekim insanın oluşumu aşamasındaki milyonlarca ayrıntı gibi bu konu için de çok özel bir sistem hazırlanmış, hiç bir şey şansa bırakılmamıştır.

Kadın bedenine geçen spermler bir süre sonra rahim sıvısına katılırlar.

Bu sıvı, içinde spermlerin de bulunduğu menideki kolesterol miktarının azaltır, spermin baş bölgesindeki akrozom zarının zayıflamasını sağlar.

Böylece sperm yumurtaya ulaştığında akrozomun içindeki enzimler rahatlıkla dışarı çıkacak ve yumurta zarını delerek döllenmeyi gerçekleştirecektir.

Bu arada spermlerin baş bölgesindeki akrozom zarının kalsiyum iyonlarına karşı geçirgenliği çoğalır. içine büyük miktarlarda kalsiyum girişi spermin hareketliliği artırır.

Spermi hareket ettiren kamçı şeklindeki flagellum adı verilen kuyruk daha güçlü hareketlere başlar, yumurtaya ulaşması bir parça kolaylaşır.

= = =

Oldukça basitleştirerek anlatmaya çalıştığımız bütün bu olaylar aslında çok daha karmaşıktır. Bütün bunlar dikkatli bir okuyucunun zihninde bazı soruların oluşmasına yol açar.

Üreme ve yaşamın devamı gibi hayati olan bir olayın oluşumu niçin böylesine karmaşık ve zordur? Kolay ve basit olması daha mantıklı ve akılcı değil midir?

Tasarruf ilkelerini çok iyi bilip uygulayan, asla israfa kaçmayan doğa niçin sadece bir tanesinin (nadiren birden fazla) işlem göreceği spermlerden milyonlarca (ortalama her atmıkta 250 milyon) üretmekte bu yolla, büyük korkunç bir israfa yol açmaktadır? Bir kaç tane yerine niçin milyonlarca sperm üretilmektedir?

Yumurtaya giden yol niçin böylesine zorludur? Evrim mekanizmalarıyla daha kolay ve basit bir yol kurulamaz mıydı?

Her derde bir deva bulan evrim niçin böyle bir sistem oluşturmamıştır?

Buna benzer onlarca soru….

Bütün bu sorulara evrim teorisinin akla, mantığa bilime uygun vereceği bir cevap yoktur ama tersinim teorisinin vardır.

Tersinim teorisine göre:

Yaratıcı irade olayın önemini çok iyi bilmektedir. Aynı irade canlı yapılarını mümkün olduğu kadar eksiksiz diğer nesillere aktarılması gerektiğini de çok iyi bilir.

Milyonlarca sperm üretilmesi üreme olayını mümkün olduğunca garantileme gerekliliğindendir.

Yumurtaya giden çetin yolda en güçlü spermin yumurtaya ulaşmasının sağlanması içindir.

Bir bakıma milyonlarca sperm bu çetin ve zorlu yolda yarışmakta; içlerinden en iyisi yumurta ile buluşmakta, onu dölleyip neslin devamını sağlama görevini yerine getirmektedir.

Bu da muhakkak ki yaratılışın bir başka mucizesidir.

Devamı var.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek


avatar


Kayıt tarihi : 01/01/70
Aktiflik :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Deneyim :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Saygınlık :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Seviye :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Embriyodan İnsana Right_bar_bleue


Embriyodan İnsana Empty
MesajKonu: Geri: Embriyodan İnsana   Embriyodan İnsana EmptyPaz Haz. 30, 2013 5:09 pm

KADINLARDA CİNSEL GELİŞİM VE HORMONAL ETKİLERİ

Eşeyli üreyen canlılarda cinsel gelişim genelde hormonlarla gelişir ve aktifleşir.

Son derece ayrıntılı hassas ve kompleks görünen erkeklerdeki cinsel gelişim kadınlardaki cinsel gelişim ve kompleks yapısıyla kıyaslandığında son derece basit ve yüzeysel kalır.

Bir bakıma eşeysel üreme, dişi üreme merkezli, zamana yayılmış, harikalarla dolu muazzam bir organizasyondur.

Evrim teorisi taraftarları sınır tanımaz hayal güçlerine rağmen eşeysiz üremeden eşeyli üremeye geçiş konusunda (birkaç saçma varsayım dışında) herhangi bir öngörü öne süremez.

Bir bakıma evrim teorisi yaşamın olmazsa olmazı bu muhteşem süreç karşısında dili tutulmuş bir halde sessizdir.

= = =

Hipotalamus, Gn-RH (Gonadotropin-serbestleştirici hormon) adlı bir hormonu kan yoluyla hipofiz bezine göndererek kadın ve erkekte buluğ çağının başlaması için gerekli olan ilk adımı atar.

Hipotalamusun verdiği emirler doğrultusunda hareket etmeye başlayan hipofiz bezi de öncelikle üreme organlarını aktif hale getirecek hormonlar göndermeye başlar.

Bunlar LH (luteinleştirici) ve FSH (folikül uyarıcı) adlı hormonlardır.

Bu hormonların her ikisi de hem erkeklerde hem kadınlarda salgılanır, ancak etkileri birbirinden farklıdır.

= = =



Erkeklerde sperm üretimi, (solda) hipotalamus, hipofizin ön lobu ve testislerin işbirliği ile gerçekleşir.

Kadınlarda hormonal düzenleme ise (sağda) hipotalamus, hipofiz ve yumurtalıkların birbirlerini etkilemesi ile gerçekleşir.

Hem kadınlarda hem de erkeklerde aynı hormonlar salgılanmasına rağmen, bunların etkilerinin birbirinden tamamen farklı olması son derece şaşırtıcıdır.

Örneğin FSH adlı hormon kadınlarda yumurtanın meydana gelmesini sağlayan hormondur. Erkeklerde ise aynı hormon sperm oluşumunu sağlamaktadır.

LH hormonu ise kadınlarda yumurtanın serbest hale gelmesini ve progesteron adlı başka bir hormonun salgılanmasını sağlayan hormondur.

Progesteron rahmin bebek için hazırlanmasında kullanılır.

Aynı hormon erkeklerde tamamen farklı bir görev üstlenmekte ve testesteron hormonunun salgılanması için hücreleri uyarmaktadır.

Testesteron ise erkeksi özelliklerin ortaya çıkmasını ve sperm oluşumunu sağlar.

Devamı var.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek


avatar


Kayıt tarihi : 01/01/70
Aktiflik :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Deneyim :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Saygınlık :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Seviye :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Embriyodan İnsana Right_bar_bleue


Embriyodan İnsana Empty
MesajKonu: Geri: Embriyodan İnsana   Embriyodan İnsana EmptyPaz Haz. 30, 2013 5:10 pm

Kadınlarda Cinsel Gelişim ve Hormonal Etkileri-2


Buluğ çağı ile birlikte erkek bedeninde yaşanan gelişmelerin bir benzeri kadınlarda da yaşanır.

Dişi üreme hücresi olan yumurta ile birlikte kadın üreme sistemi de erkek üreme sistemine uygun, onu tamamlayıcı olacak şekilde gelişim gösterir.

Kadınlarda da tıpkı erkeklerde olduğu gibi olgunluk çağına gelindiğinde hipotalamus hipofiz bezine yumurta hücrelerinin olgunlaşmasını sağlayacak hormonlar üretmesi için emirler gönderir.

= = =



Hipofiz bezi

= = =

Hipofiz bezi kendisine ulaşan bu emirlere hemen itaat ederek gereken hormonları üretmeye başlar.

Üreme hücrelerinin üretimi kadınlarda, erkekler-de olduğu gibi sürekli değildir. Bu üretim belli dönemlerde gerçekleşir. Bu dönemleri tespit etme görevi de hipofiz bezine aittir.

Hipofiz bezi, belirli dönemlerde yumurtalıktaki ana yumurta hücrelerinin olgunlaşmasını sağlayacak bir hormon salgılar.

Bu hormon yumurtalıkta bir yumurtanın olgunlaşması için yoğun bir faaliyet başlatırlar.

Hipotalamus görünüşte, beynin diensefalon denilen orta beyin bölgesinde yer alan basit görünüşlü hücrelerden oluşmuş bir et parçasıdır. Fakat bu et parçasında basite indirgenemez kompleks yapısı gereği kendisine verilmiş şuurlu bir bilgi vardır.

Hipotalamus bu şuurlu bilgi sayesinde tam zamanında ve yerinde çok geniş bir hassasiyet ve komplekslik içeren görevini yapmaya başlar.

Bu görev belirli bir zamanlama gerektirdiğinden kesinlikle rastlantılarla ilgisi yoktur.

Hipofiz bezi Hipotalamus tarafından gönderilen uyarıcı hormonların kendisine ulaşması üzerine görevini yapmaya başlar.

= = =

Yumurta, yumurtalık adı verilen ve bu görev için özel tasarlanmış bir organda üretilir.

Her kadının kalçalarının hemen üstünde sağda ve solda birer tane olmak üzere iki yumurtalığı vardır.

Yumurtalıkların içinde sinirlerin, kan ve lenf damarlarının girip çıkacağı kadar bir boşluk bulunur. Bu boşluğun içindeki kan bakımından oldukça zengin lif dokuları yumurta hücrelerinin güvenli bir şekilde oluşmalarını, olgunlaşmalarını, beslenmelerini ve korunmalarını sağlar.

Bu korunaklı yapının içinde çeşitli boylarda ve çok sayıda folikül denilen kesecikler vardır. Her kesecikte bir tane yumurta ana hücresi bulunur. Her ay bu keseciklerden bir tanesindeki yumurta hücresi olgunlaşarak yumurtalığın dışına bırakılır.

Ancak bu tek aşamalı basit bir oluşum değildir.

Bir yumurta hücresinin olgunlaşıp aşılanmaya uygun hale gelmesi birçok kademeli aşamanın art arda ve eksiksiz gerçekleşmesi ile mümkün olur.

Yumurta ana hücresinin olgunlaşıp aşılanmaya uygun bir hale gelebilmesi için öncelikle belirli bir sıra ile bir mitoz ve iki mayoz olmak üzere üç bölünmenin gerçekleşmesi gerekir.

= = =




Kadınlardaki Yumurtalık, Rahim ve Diğerleri. Görüleceği gibi hepside üreme amacına yönelik basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünselliğindedir.

= =

Bu, belirli sıralama ile oluşan bölünmeler hücredeki kromozom sayısını ikiye bölüp değiştirdiğinden ve farklı hücre tipleri oluşturduğundan çok önemlidir. Sıralamada hiç bir şaşma, değişim olmaması gerekir.

Bu bölünmeler sonucunda ana yumurta hücresinde 46 olan kromozom sayısı 23'e iner.

Ana yumurta hücresinin mitoz ve mayoz bölünmeler sonucunda üç adet küçük hücre ve bir adet de ootid denilen büyük hücre meydana gelir.

Küçük hücreler kısa zamanda kaybolur. Bu ara büyük hücre süratle gelişip bazı değişiklikler geçirerek yumurtayı meydana getirir. Bir bakıma doğal seleksiyon en başta gerçekleşmiş olur.

Basit olarak ifade edilmeye çalışılan bu evreler gerçekte çok geniş kapsamlı ve komplekstir. Bir yumurtanın olgunlaşıp aşılanmaya hazır gelmesi şu aşamalarla gerçekleşir.


Devamı var.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek


avatar


Kayıt tarihi : 01/01/70
Aktiflik :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Deneyim :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Saygınlık :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue998 / 999998 / 999Embriyodan İnsana Right_bar_bleue

Seviye :
Embriyodan İnsana Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Embriyodan İnsana Right_bar_bleue


Embriyodan İnsana Empty
MesajKonu: Geri: Embriyodan İnsana   Embriyodan İnsana EmptyPaz Haz. 30, 2013 5:11 pm

Evrimleşen Tek Şey Bilimdir. diyerek konuyu bitirmek istiyorum Smile 
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Embriyodan İnsana
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ANLATAMAM DERDİMİ DERTSİZ İNSANA(AşıK VeyseL)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BZMFRM,Oyun Arşivi,Program Arşivi,Online Oyunlar,Knight,Metin2,CS,Ödev Arşivi,Online,Slayt,İndir :: Genel Bilgiler :: Genel Bilgiler-
Buraya geçin: